Kalite yaşamın olmazsa olmazlarından.“ Kalite “ denince akla belli markalarda aranılan unsur gelir. Kaliteli mal denince çağrışım pahalı olan marka oluyor. Peki yaşam standardında kalite, hele hele şehrin yaşam kalitesi denince aklımıza neler gelmeli ? Öncelikle güvenli, temiz ve yaşanılabilir bir ortam olması geliyor .
Örneğin yerel yönetimlerden kaliteli hizmet alıyor muyuz? Resmi yada özel bir müessese ile işiniz olunca kaliteli bir hizmet aldım mı acaba diye sorguluyor muyuz? Yada kalite beklemek ve bunu sorgulayabilmek vatandaş olarak, tüketici olarak lüks mü ? İşimizin yapılması yeterli mi? Masanın hep diğer tarafından vatandaşa yaklaşım tepeden olunca aldığınız hizmeti nasıl değerlendirebilirsiniz ki?
Kaliteyi bir ihtiyaç olarak hissediyor muyuz? Siyasette kalite olmalı mı? Kalite sorgulanabilir mi? Belediyelerde, muhtarlıklarda, kalite standardı olabilir mi? Bugün git üç ay sonra gel diye vatandaşın karşılaştığı ve güncel olan hayatın içinden enstantaneleri sorgulayamaya hakkımız var mı? İşin başı sorgulayabilmekte yatıyor ! Havamızı, suyumuzu, kısaca çevresel tüm faktörler hep kentimizin Yaşam Kalitesi adına sorgulanması gereken unsurlardır. Öncelikle kalite ihtiyacını hissetmeden bunun gerekliliğini algılayamayız. Marka olabilmek, öncelikle müşteri memnuniyetinden başlar. Siz müşterinizi , seçmeninizi memnun edemedikten sonra “kaliteli” olamazsınız. İnsani ilişkiler de ” Kaliteli Adam” “ Adam gibi adam” denilebilmesi için yanlışlarınızın öncelikle olmaması lazım.
Yerel yönetimlerde merkezi yönetim önderliğinde yaşam kalitesi açısından birtakım konularda gözle görülür bir ilerleme katedildi yer yer. Kalite beklentisi bir hak mıdır? Tüm bunlar bir yere kadar. Çevre kalitesi olmadan diğer tüm unsurların bir önemi yok. Yani 99 güzel şey bir kötü şeyle maalesef silinebiliyor.Yaşam kalitesinin temeli insan sağlığı ve temiz bir çevreden geçmektedir. Bu ikisi kaybedildikten sonra zaten yaşamdan bahsedilemez. Bakınız gözüme takılanlar. Geleceğimizin teminatı çocuklarımızın adeta nefes almak için koşup oynadıkları çocuk parklarının içine yapılmış trafolara bakınız. Her an patlamaya hazır bu alanda yayılan radyasyona maruz kalan çocuklarımızın sağlığı tehdit altında değil mi? Plansız çöp ve hafriyat döküm alanları ile hem göze hoş olmayan görüntülerle her gün karşılaşmamız hem de daha sonra buraya dökülenlerin tekrar kaldırılma maliyetleri dikkate alındığında boşa giden harcamalar hepimizin cebinden gitmiyor mu? Çöp konteynerlerinin hijyenitesine ne demek lazım? Yanına bile yaklaşamadığınız konteyner acaba ne kadar kirlilik yuvası? Turizm merkezi olmak için öncelikle çöp konusunun halledilmiş olması gerekiyor. Bakınız sahilde bir gezinti yapınız. Göreceğiniz manzara ile dehşete düşersiniz. Herkes kendi yaşadığı ilçede bu gözlemleri yaparsa , özellikle de herkes evinin önünü süpürürse sorun kalmayacaktır.Bunların hepsi planlamaya dayalı basit önlemler ile dezavantajlar avantaja dönüştürülebilir.Hizmet kalitesi dediğiniz zaman sorgulama başlayacak, sorguladığınız zaman da görmeye başlayacak, gördüğünüz zaman da farkındalığınız artacaktır.
Yalova’da Yaşam kalitesi adına emeğini gecesine gündüzüne katanları izliyorum. Bulunduğu ortamı sadece korumaya çalışanları da izliyorum. Ama mevcut durumunu korumaya çalışanlar bence yaşam kalitesine bir şey veremeyenlerdir. Çünkü kendisine bile faydası olamayan nasıl bir ilçeye,şehre faydalı olabilir ki?
Yerel yönetimlerde beldelerde ilçelerde ilde hizmet kalitesini artırma adına ne yapılmalı sorusunu herkes kendisine soracak olursa büyük bir aşama katedilmiş olacaktır. Yoksa birileri böyle karar almış diye bende aynı şeyi düşünmeliyim, bulunduğum ortama zıt düşmeyeyim derseniz zamanla etkisiz olmaya başlayacaksınız. Bu etkisiz oluşunuzda sizin zamanla yetkisiz olmanıza yol açacaktır. Öyle kritik kararlar vardır ki bu kararları alırken çıkarınızın zedeleneceğini,belki de bulunduğunuz mevkiye mal olacağını bilerek toplum adına gerekeni yapma yükümlülüğü hepimizi bekliyor.Merak etmeyiniz en güzel değerlendirmeyi toplum yapmaktadır, yapacaktır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İdris Durmuş
Yerel Yönetimlerde Kalite Yaklaşımı
Kalite yaşamın olmazsa olmazlarından.“ Kalite “ denince akla belli markalarda aranılan unsur gelir. Kaliteli mal denince çağrışım pahalı olan marka oluyor. Peki yaşam standardında kalite, hele hele şehrin yaşam kalitesi denince aklımıza neler gelmeli ? Öncelikle güvenli, temiz ve yaşanılabilir bir ortam olması geliyor .
Örneğin yerel yönetimlerden kaliteli hizmet alıyor muyuz? Resmi yada özel bir müessese ile işiniz olunca kaliteli bir hizmet aldım mı acaba diye sorguluyor muyuz? Yada kalite beklemek ve bunu sorgulayabilmek vatandaş olarak, tüketici olarak lüks mü ? İşimizin yapılması yeterli mi? Masanın hep diğer tarafından vatandaşa yaklaşım tepeden olunca aldığınız hizmeti nasıl değerlendirebilirsiniz ki?
Kaliteyi bir ihtiyaç olarak hissediyor muyuz? Siyasette kalite olmalı mı? Kalite sorgulanabilir mi? Belediyelerde, muhtarlıklarda, kalite standardı olabilir mi? Bugün git üç ay sonra gel diye vatandaşın karşılaştığı ve güncel olan hayatın içinden enstantaneleri sorgulayamaya hakkımız var mı? İşin başı sorgulayabilmekte yatıyor ! Havamızı, suyumuzu, kısaca çevresel tüm faktörler hep kentimizin Yaşam Kalitesi adına sorgulanması gereken unsurlardır. Öncelikle kalite ihtiyacını hissetmeden bunun gerekliliğini algılayamayız. Marka olabilmek, öncelikle müşteri memnuniyetinden başlar. Siz müşterinizi , seçmeninizi memnun edemedikten sonra “kaliteli” olamazsınız. İnsani ilişkiler de ” Kaliteli Adam” “ Adam gibi adam” denilebilmesi için yanlışlarınızın öncelikle olmaması lazım.
Yerel yönetimlerde merkezi yönetim önderliğinde yaşam kalitesi açısından birtakım konularda gözle görülür bir ilerleme katedildi yer yer. Kalite beklentisi bir hak mıdır? Tüm bunlar bir yere kadar. Çevre kalitesi olmadan diğer tüm unsurların bir önemi yok. Yani 99 güzel şey bir kötü şeyle maalesef silinebiliyor.Yaşam kalitesinin temeli insan sağlığı ve temiz bir çevreden geçmektedir. Bu ikisi kaybedildikten sonra zaten yaşamdan bahsedilemez. Bakınız gözüme takılanlar. Geleceğimizin teminatı çocuklarımızın adeta nefes almak için koşup oynadıkları çocuk parklarının içine yapılmış trafolara bakınız. Her an patlamaya hazır bu alanda yayılan radyasyona maruz kalan çocuklarımızın sağlığı tehdit altında değil mi? Plansız çöp ve hafriyat döküm alanları ile hem göze hoş olmayan görüntülerle her gün karşılaşmamız hem de daha sonra buraya dökülenlerin tekrar kaldırılma maliyetleri dikkate alındığında boşa giden harcamalar hepimizin cebinden gitmiyor mu? Çöp konteynerlerinin hijyenitesine ne demek lazım? Yanına bile yaklaşamadığınız konteyner acaba ne kadar kirlilik yuvası? Turizm merkezi olmak için öncelikle çöp konusunun halledilmiş olması gerekiyor. Bakınız sahilde bir gezinti yapınız. Göreceğiniz manzara ile dehşete düşersiniz. Herkes kendi yaşadığı ilçede bu gözlemleri yaparsa , özellikle de herkes evinin önünü süpürürse sorun kalmayacaktır.Bunların hepsi planlamaya dayalı basit önlemler ile dezavantajlar avantaja dönüştürülebilir.Hizmet kalitesi dediğiniz zaman sorgulama başlayacak, sorguladığınız zaman da görmeye başlayacak, gördüğünüz zaman da farkındalığınız artacaktır.
Yalova’da Yaşam kalitesi adına emeğini gecesine gündüzüne katanları izliyorum. Bulunduğu ortamı sadece korumaya çalışanları da izliyorum. Ama mevcut durumunu korumaya çalışanlar bence yaşam kalitesine bir şey veremeyenlerdir. Çünkü kendisine bile faydası olamayan nasıl bir ilçeye,şehre faydalı olabilir ki?
Yerel yönetimlerde beldelerde ilçelerde ilde hizmet kalitesini artırma adına ne yapılmalı sorusunu herkes kendisine soracak olursa büyük bir aşama katedilmiş olacaktır. Yoksa birileri böyle karar almış diye bende aynı şeyi düşünmeliyim, bulunduğum ortama zıt düşmeyeyim derseniz zamanla etkisiz olmaya başlayacaksınız. Bu etkisiz oluşunuzda sizin zamanla yetkisiz olmanıza yol açacaktır. Öyle kritik kararlar vardır ki bu kararları alırken çıkarınızın zedeleneceğini,belki de bulunduğunuz mevkiye mal olacağını bilerek toplum adına gerekeni yapma yükümlülüğü hepimizi bekliyor.Merak etmeyiniz en güzel değerlendirmeyi toplum yapmaktadır, yapacaktır.