Siyasetçilerin başarılarının temelinde toplumun neyi istediklerini algılamalarında yatıyor.Toplumu iyi okumak için de devamlı iletişim ve etkileşim içerisinde olunmalıdır.Halka hizmet etmek için beynimiz öyle odaklanmalı ki adeta hücrelerinize kadar işlemeli. Siyasetciler için hayal kurmakla başlar herşey. O hayali gerçekleştirmek için planlar, projelere üretirsiniz. Bu projelerin ekonomik ve uygulanabilir oluşu yanında sürdürülebilir oluşunu da değerlendireceksiniz elbette. Burada zaman en değerli hazinedir. Beş yıllık bir döneme sığdırılabilecek yatırım ve projeleri siz onbeş yılda yapıyor ve yine bir beş yıl daha yetki istiyorsanız ne kadar inandırıcı olabilirsiniz? Bir de her geçen dönemde verimliliğiniz ve başarı trendiniz düşmüş ise halkın yerel yönetimlerde yeni yüzler istemesi ve değişim istemesi kadar doğal birşey yoktur. Çağ hızla değişiyor ve yenilikleri de beraberinde getiriyor. Teknolojik gelişmeler bu hızla giderken siz eski tas eski hamam , kişisel gelişiminize birşeyler ekleyememişseniz doğal olarak inandırıcılığınızda kalmamış demektir.Bakınız artık bilgisayarla tanışma yaşı birin altına düştü.Bu iletişim ortamında kabuğunu kırmış, dünyadaki örneklerine bir tık kadar yakın olan gençlere, yeni gerçekleştirilebilir hayaller sunamazsanız onların yaşamlarında yok olmuşsunuz demektir.
Gençler sorguluyorlar, düşünüyorlar, değerlendiriyorlar,görüyorlar. Bir akşam üstü 500 Evler mahallemizde loş ışıkta meyve kasaları üzerinde oturmuş üç gencimizi farkettim.Yaklaştım selam verdim.Kendimi tanıttım. Oturduk, yaklaşık bir saat sohbet ettik. Söylemleri ne oldu biliyormusunuz? “ Abi bakınız biz genciz. Akşamları bulabildiğimiz en lüks ortam bu. Sohbet edeceğimiz, sosyalleşebileceğimiz ortamı,görüyorsunuz. Bize şimdiye kadar bu değeri veren yerel yöneticilerimize gereken cevabı aynı oranda vereceğiz. Annelerimiz, ablalarımızın da sosyal ortamları aynen bizim gibi. Bizler belki de daha şanslıyız çünkü biz dışarı çıkabiliyoruz. Onlar çıkamıyorlar. Bakınız ışıklandırma bile doğru dürüst yok. Seçim erefesinde mi akıllara geliyoruz.?” dediler. Gerçekten haklılar.
Siyasette önemli olan zor olanı başarmaktır. Hayatta hep zor olanı başarmak isteyenler için çileli yolu aşmak zorlukları yenmek kader olmuştur. Küçük tepeleri herkes aşar. Önemli olan Everest’ e tırmanmaktır. Hedefiniz eğer Everest olursa başarıyı yakalarsınız. Küçük tepeleri hedef alırsanız baştan başarısız olacağınız kesindir. Çünkü aldığınız hedef zaten başarılı olmanızı sağlamayacaktır. Kollektif birliktelikten uzak, paylaşılmayı ve aynı hedefe kilitlenmemiş organizasyonlar başarısız olmaya mahkumdur.
Sizin dışınızda bir dünya var. Hep dışsal çevreye duyarlı olunmalıdır. Sizin dışınızdaki insanlar neyi, nasıl düşünüyorlar? Onlara kulak verilmelidir. İnsan olarak değer veriniz tabii öncelikle. Hiç kimseyi küçük görmeyiniz. Biliniz ki generallerden oluşan bir ordu kaybetmeye mahkumdur. Değer verdiğiniz ölçüde destek göreceğinizden emin olunuz. Destek gördükçe de değer verilirsiniz. Kimse kullanılmak istemez. Daima bilgi paylaşımına giriniz. Ne kadar bilgiyi paylaşırsanız grubun sahiplenmesi ve ortak hareket etme seviyesi artacaktır. Planlamanızı, iş bölümünü, geleceğe bakışınızı hep birlikte ve istişare etmeye dayalı yapınız. Benim fikrim en doğru ve uygulanabilir fikirdir diye yola çıkarsanız başta kaybetmişsinizdir zaten. Tüm bireylere öyle değer veriniz ki her biri sistemin bir parçası olduğunun bilincinde ve sorumluluğunda olsun. Uçağın elektronik devreleri ne kadar kıymetli ise iniş takımlarındaki bir vidanın da aynı değeri vardır. O vida görevini yerine getirmezse iniş takımları açılmayacak ve uçağın yere çakılmasına yol açacaktır. Bundan dolayı grubunuzun her bireyi kıymetli olduğu bilinmelidir. Zaten sosyolojik ve psikolojik etmenler bireyin kendisini ifade edebildiği ve grubuyla özdeşleştirebildiği derecede başarının arttığını göstermektedir. Psikoteknik verilere sık sık başvurulmalıdır. Kamuoyunun beklenti düzeyini iyi algılarsanız yol haritanız da çizilmiş olacaktır. Doğal olarak kısa zamanda bu beklentilere cevap vererek başarıyı elde edersiniz.Yoksa yaptım oldu dayatmacı mantığı sizi bir yere götürmeyecektir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İdris Durmuş
Yerel Yönetim Anlayışında Vizyon Ve Misyon
Siyasetçilerin başarılarının temelinde toplumun neyi istediklerini algılamalarında yatıyor.Toplumu iyi okumak için de devamlı iletişim ve etkileşim içerisinde olunmalıdır.Halka hizmet etmek için beynimiz öyle odaklanmalı ki adeta hücrelerinize kadar işlemeli. Siyasetciler için hayal kurmakla başlar herşey. O hayali gerçekleştirmek için planlar, projelere üretirsiniz. Bu projelerin ekonomik ve uygulanabilir oluşu yanında sürdürülebilir oluşunu da değerlendireceksiniz elbette. Burada zaman en değerli hazinedir. Beş yıllık bir döneme sığdırılabilecek yatırım ve projeleri siz onbeş yılda yapıyor ve yine bir beş yıl daha yetki istiyorsanız ne kadar inandırıcı olabilirsiniz? Bir de her geçen dönemde verimliliğiniz ve başarı trendiniz düşmüş ise halkın yerel yönetimlerde yeni yüzler istemesi ve değişim istemesi kadar doğal birşey yoktur. Çağ hızla değişiyor ve yenilikleri de beraberinde getiriyor. Teknolojik gelişmeler bu hızla giderken siz eski tas eski hamam , kişisel gelişiminize birşeyler ekleyememişseniz doğal olarak inandırıcılığınızda kalmamış demektir.Bakınız artık bilgisayarla tanışma yaşı birin altına düştü.Bu iletişim ortamında kabuğunu kırmış, dünyadaki örneklerine bir tık kadar yakın olan gençlere, yeni gerçekleştirilebilir hayaller sunamazsanız onların yaşamlarında yok olmuşsunuz demektir.
Gençler sorguluyorlar, düşünüyorlar, değerlendiriyorlar,görüyorlar. Bir akşam üstü 500 Evler mahallemizde loş ışıkta meyve kasaları üzerinde oturmuş üç gencimizi farkettim.Yaklaştım selam verdim.Kendimi tanıttım. Oturduk, yaklaşık bir saat sohbet ettik. Söylemleri ne oldu biliyormusunuz? “ Abi bakınız biz genciz. Akşamları bulabildiğimiz en lüks ortam bu. Sohbet edeceğimiz, sosyalleşebileceğimiz ortamı,görüyorsunuz. Bize şimdiye kadar bu değeri veren yerel yöneticilerimize gereken cevabı aynı oranda vereceğiz. Annelerimiz, ablalarımızın da sosyal ortamları aynen bizim gibi. Bizler belki de daha şanslıyız çünkü biz dışarı çıkabiliyoruz. Onlar çıkamıyorlar. Bakınız ışıklandırma bile doğru dürüst yok. Seçim erefesinde mi akıllara geliyoruz.?” dediler. Gerçekten haklılar.
Siyasette önemli olan zor olanı başarmaktır. Hayatta hep zor olanı başarmak isteyenler için çileli yolu aşmak zorlukları yenmek kader olmuştur. Küçük tepeleri herkes aşar. Önemli olan Everest’ e tırmanmaktır. Hedefiniz eğer Everest olursa başarıyı yakalarsınız. Küçük tepeleri hedef alırsanız baştan başarısız olacağınız kesindir. Çünkü aldığınız hedef zaten başarılı olmanızı sağlamayacaktır. Kollektif birliktelikten uzak, paylaşılmayı ve aynı hedefe kilitlenmemiş organizasyonlar başarısız olmaya mahkumdur.
Sizin dışınızda bir dünya var. Hep dışsal çevreye duyarlı olunmalıdır. Sizin dışınızdaki insanlar neyi, nasıl düşünüyorlar? Onlara kulak verilmelidir. İnsan olarak değer veriniz tabii öncelikle. Hiç kimseyi küçük görmeyiniz. Biliniz ki generallerden oluşan bir ordu kaybetmeye mahkumdur. Değer verdiğiniz ölçüde destek göreceğinizden emin olunuz. Destek gördükçe de değer verilirsiniz. Kimse kullanılmak istemez. Daima bilgi paylaşımına giriniz. Ne kadar bilgiyi paylaşırsanız grubun sahiplenmesi ve ortak hareket etme seviyesi artacaktır. Planlamanızı, iş bölümünü, geleceğe bakışınızı hep birlikte ve istişare etmeye dayalı yapınız. Benim fikrim en doğru ve uygulanabilir fikirdir diye yola çıkarsanız başta kaybetmişsinizdir zaten. Tüm bireylere öyle değer veriniz ki her biri sistemin bir parçası olduğunun bilincinde ve sorumluluğunda olsun. Uçağın elektronik devreleri ne kadar kıymetli ise iniş takımlarındaki bir vidanın da aynı değeri vardır. O vida görevini yerine getirmezse iniş takımları açılmayacak ve uçağın yere çakılmasına yol açacaktır. Bundan dolayı grubunuzun her bireyi kıymetli olduğu bilinmelidir. Zaten sosyolojik ve psikolojik etmenler bireyin kendisini ifade edebildiği ve grubuyla özdeşleştirebildiği derecede başarının arttığını göstermektedir. Psikoteknik verilere sık sık başvurulmalıdır. Kamuoyunun beklenti düzeyini iyi algılarsanız yol haritanız da çizilmiş olacaktır. Doğal olarak kısa zamanda bu beklentilere cevap vererek başarıyı elde edersiniz.Yoksa yaptım oldu dayatmacı mantığı sizi bir yere götürmeyecektir.