Son günlerin en güncel konusu eğitim. Açıklanan sınav sonuçları her gün yeni bir gündemi getiriyor. OKS, ÖSS hep çocuklar için kabus haline gelen sonuçlar. Adeta küçücük kalpleri duruyor sonuçlara bakarken. Bir yerde yanlışlık var. Bir sınav sonucuna hayatlarının bağlı olduğunu düşünüyorlar çocuklar. Adeta yarış atı gibi sanıyorlar kendilerini. Hayat bir yarış atının finiş noktasını geçmesi değil ki. Çocuklarımız da at değil. Bu sistemde değişmesi gereken bir şeyler var.
Her gelen iktidar sistem değişikliğinin gerekli olduğunu söyler. Sil baştan değişir. En iyisinin uygulandığını söylerler. Ama kendi iktidarları zamanında Milli eğitim Bakanı değişikliğinde bile yine sistem değişikliğine gidilir.
”Milli Eğitim” adı maalesef siyasi partilere göre değişiyor. Partiler üstü olması gereken eğitim siyasi mecralara çekilmek isteniyor. Son günlerde ilimizdeki başarı seviyesi hakkında pek çok şey yazılıp söyleniyor. Sonucunda hep suçlu bulmak, yada konuyu kullanmak adına değerlendirmeler yapılıyor. İl bazında alınan sonuçlar netleşmeden bu tür yorumlara gidilmesi bence yanlış. Rakamlar ve istatistiki bilgiler ortaya çıksın, hep birlikte değerlendiririz. Siyasete malzeme yapmayalım çocuklarımızın başarı yada başarısızlığını.
Eğitim bir kişiye bağlı değildir. Bir kişinin başarısı yada başarısızlığı hiç değildir. Eğitim, öğrenci, öğretmen, idareci, il milli eğitim müdürü, okul aile birlikleri, özel dershanelere kadar herkesin sorumluluğunun ve payının olduğu komple bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Eğer bir başarısızlık varsa bunda hepimizin payı vardır. Herkes kendi sorumluluğunu bilmelidir. Sorumlu vatandaş anlayışı bunu gerektirir. Eleştirmek adına ve siyaset adına eğer ortaya başarısızlığı sergilemek istiyorsak yanlış yapmış oluruz. Bu çocuklar bizim çocuklarımız. Eğer dendiği gibi bir başarı düşüşü trendi var ise acilen birtakım yapılması gerekenler ele alınmalıdır. Yapıcı yaklaşımla bu olur. Pozitif yaklaşımla olur. Yoksa top yekun “İl Milli Eğitim Müdürlüğü yöneticileri başarısızdır, onları değiştirelim” diye yaklaşmak rasyonel olamaz. Sonuçta eğitim kadrosu değişmedi ki Yalova’da. Öğretmen yine aynı öğretmen. Öğretmenin verimliliği de bir-iki senede bu şekilde değişemez. Zaten getirilmek istenen hep öğretmenin daha iyi donanımlı olmasının gerektiği, uzman öğretmenlik, baş öğretmenlik gibi oluşumlarla eskisi gibi öğretmenlik mesleği yerinde sayan bir yapıdan uzaklaşıp “kariyer mesleği” olma yolunda gitmekte. Öğretmen artık kendisini her geçen gün yenilemek zorunda kalmakta. Yoksa öğrencisi bile öğretmeni zorlar hale gelmektedir. Bilgiye erişim bu kadar kolay hale gelmiş iken kitaplara bağlanıp kalan ve kendisini yenilemeyen öğretmen mesleğini iyi yapamaz hale gelmektedir. Çünkü öyle bir nesil yetişiyor ki tabir yerindeyse “cin gibi”. Onlara cevap verebilmek için öğretmenin de en az onlar kadar teknolojiye hakim olması lazım.
“Yalova eğitim kenti” özelliğini yitirmemelidir. Eğer problem varsa hiç kimse gocunmadan başarısızlık etmenleri masaya yatırılmalı, çözüm önerileri getirilerek eğitim öğretim dönemi başlamadan çözümlenmelidir. Muhalefet anlayışının da çözüm önerilerinde yapıcı alternatifler getirmesi beklenmelidir. Yoksa “kelle isteruz” anlayışı ile bir yere gidilemez. O devirler geride kaldı artık. Halk bunu bekliyor muhalefetten.
Üniversite konusunda geçte olsa olumlu gelişmeler var. Öncelikle fakülte açılması yönünde kararın çıktığı bilgisi var. Yalova için bir atılım bence. Buna sahip çıkalım. Benim, onun yaptığı sahiplendiği diye basit yaklaşımdan uzak durulmalıdır. A partisi B partisinin işi değildir. Bu Yalova’nın işidir ve başarısıdır. Kimse kendisine yontamaz, yontmamalıdır.
Çocuklarımız Yalova’da üniversite okuyacaklar. Bunun gerçekleşmesinde eğer bana sırtımda üniversitenin duvarının tuğlasını taşımak düşüyorsa taşımaya hazırım. Siz de hazır olmalısınız. Köşe yazımda bunu yazmak adına yazmıyorum. Kalpten yazıyorum.
Artık Yalova’da ne olursa olsun üniversite açılması için gereken yapılmalıdır. Siyasi iktidar elinden kaçırdığı fırsatları önümüzdeki dönemde iyi değerlendirmelidir. Kaçan balık gerçekten büyüktü. Kim nasıl baskı yapabilirse baskı yapsın artık. Seçmen baskısı, siyasi kadrolarda yer alanların baskıları, sivil toplum kuruluşlarında yer alan gönüllülerin baskıları artık kendisini göstermelidir. Yalova’ya geldiklerinde siyasiler bilmelidirler ki seçmen “Üniversite konusunda ne yaptınız?” diye sorularla terletecektir. Genel seçimlerde Milletvekilliğine aday olan kişiye “şimdiye kadar üniversite konusunda ne katkınız oldu?” diye sorulacağını şimdiden duyuyorum. Yalova’dan seçtiğimiz kim var ise “bu gün üniversite konusunda ne yaptınız?” diye sormaya şimdiden başlayalım. Bakalım ne cevap alacağız? Bunu herkes sorarsa nasıl bir kamuoyu oluşacak merak ediyorum.
Duyarlı ve ne istediğini bilen, kentinin çıkarlarını her şeyden üstün tutan hemşehrilerim artık görev sizde. Bu sorumluluk ve heyecanla göreceksiniz ki 2007 yılı Ekim ayında açılışını gerçekleştireceğimiz en azından bir fakültemiz olacak. Devamı bizim Yalovalı olarak konuya ne kadar sahip çıktığımıza bağlı. Saygılarımla.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İdris Durmuş
Eğitim Üzerine
Son günlerin en güncel konusu eğitim. Açıklanan sınav sonuçları her gün yeni bir gündemi getiriyor. OKS, ÖSS hep çocuklar için kabus haline gelen sonuçlar. Adeta küçücük kalpleri duruyor sonuçlara bakarken. Bir yerde yanlışlık var. Bir sınav sonucuna hayatlarının bağlı olduğunu düşünüyorlar çocuklar. Adeta yarış atı gibi sanıyorlar kendilerini. Hayat bir yarış atının finiş noktasını geçmesi değil ki. Çocuklarımız da at değil. Bu sistemde değişmesi gereken bir şeyler var.
Her gelen iktidar sistem değişikliğinin gerekli olduğunu söyler. Sil baştan değişir. En iyisinin uygulandığını söylerler. Ama kendi iktidarları zamanında Milli eğitim Bakanı değişikliğinde bile yine sistem değişikliğine gidilir.
”Milli Eğitim” adı maalesef siyasi partilere göre değişiyor. Partiler üstü olması gereken eğitim siyasi mecralara çekilmek isteniyor. Son günlerde ilimizdeki başarı seviyesi hakkında pek çok şey yazılıp söyleniyor. Sonucunda hep suçlu bulmak, yada konuyu kullanmak adına değerlendirmeler yapılıyor. İl bazında alınan sonuçlar netleşmeden bu tür yorumlara gidilmesi bence yanlış. Rakamlar ve istatistiki bilgiler ortaya çıksın, hep birlikte değerlendiririz. Siyasete malzeme yapmayalım çocuklarımızın başarı yada başarısızlığını.
Eğitim bir kişiye bağlı değildir. Bir kişinin başarısı yada başarısızlığı hiç değildir. Eğitim, öğrenci, öğretmen, idareci, il milli eğitim müdürü, okul aile birlikleri, özel dershanelere kadar herkesin sorumluluğunun ve payının olduğu komple bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Eğer bir başarısızlık varsa bunda hepimizin payı vardır. Herkes kendi sorumluluğunu bilmelidir. Sorumlu vatandaş anlayışı bunu gerektirir. Eleştirmek adına ve siyaset adına eğer ortaya başarısızlığı sergilemek istiyorsak yanlış yapmış oluruz. Bu çocuklar bizim çocuklarımız. Eğer dendiği gibi bir başarı düşüşü trendi var ise acilen birtakım yapılması gerekenler ele alınmalıdır. Yapıcı yaklaşımla bu olur. Pozitif yaklaşımla olur. Yoksa top yekun “İl Milli Eğitim Müdürlüğü yöneticileri başarısızdır, onları değiştirelim” diye yaklaşmak rasyonel olamaz. Sonuçta eğitim kadrosu değişmedi ki Yalova’da. Öğretmen yine aynı öğretmen. Öğretmenin verimliliği de bir-iki senede bu şekilde değişemez. Zaten getirilmek istenen hep öğretmenin daha iyi donanımlı olmasının gerektiği, uzman öğretmenlik, baş öğretmenlik gibi oluşumlarla eskisi gibi öğretmenlik mesleği yerinde sayan bir yapıdan uzaklaşıp “kariyer mesleği” olma yolunda gitmekte. Öğretmen artık kendisini her geçen gün yenilemek zorunda kalmakta. Yoksa öğrencisi bile öğretmeni zorlar hale gelmektedir. Bilgiye erişim bu kadar kolay hale gelmiş iken kitaplara bağlanıp kalan ve kendisini yenilemeyen öğretmen mesleğini iyi yapamaz hale gelmektedir. Çünkü öyle bir nesil yetişiyor ki tabir yerindeyse “cin gibi”. Onlara cevap verebilmek için öğretmenin de en az onlar kadar teknolojiye hakim olması lazım.
“Yalova eğitim kenti” özelliğini yitirmemelidir. Eğer problem varsa hiç kimse gocunmadan başarısızlık etmenleri masaya yatırılmalı, çözüm önerileri getirilerek eğitim öğretim dönemi başlamadan çözümlenmelidir. Muhalefet anlayışının da çözüm önerilerinde yapıcı alternatifler getirmesi beklenmelidir. Yoksa “kelle isteruz” anlayışı ile bir yere gidilemez. O devirler geride kaldı artık. Halk bunu bekliyor muhalefetten.
Üniversite konusunda geçte olsa olumlu gelişmeler var. Öncelikle fakülte açılması yönünde kararın çıktığı bilgisi var. Yalova için bir atılım bence. Buna sahip çıkalım. Benim, onun yaptığı sahiplendiği diye basit yaklaşımdan uzak durulmalıdır. A partisi B partisinin işi değildir. Bu Yalova’nın işidir ve başarısıdır. Kimse kendisine yontamaz, yontmamalıdır.
Çocuklarımız Yalova’da üniversite okuyacaklar. Bunun gerçekleşmesinde eğer bana sırtımda üniversitenin duvarının tuğlasını taşımak düşüyorsa taşımaya hazırım. Siz de hazır olmalısınız. Köşe yazımda bunu yazmak adına yazmıyorum. Kalpten yazıyorum.
Artık Yalova’da ne olursa olsun üniversite açılması için gereken yapılmalıdır. Siyasi iktidar elinden kaçırdığı fırsatları önümüzdeki dönemde iyi değerlendirmelidir. Kaçan balık gerçekten büyüktü. Kim nasıl baskı yapabilirse baskı yapsın artık. Seçmen baskısı, siyasi kadrolarda yer alanların baskıları, sivil toplum kuruluşlarında yer alan gönüllülerin baskıları artık kendisini göstermelidir. Yalova’ya geldiklerinde siyasiler bilmelidirler ki seçmen “Üniversite konusunda ne yaptınız?” diye sorularla terletecektir. Genel seçimlerde Milletvekilliğine aday olan kişiye “şimdiye kadar üniversite konusunda ne katkınız oldu?” diye sorulacağını şimdiden duyuyorum. Yalova’dan seçtiğimiz kim var ise “bu gün üniversite konusunda ne yaptınız?” diye sormaya şimdiden başlayalım. Bakalım ne cevap alacağız? Bunu herkes sorarsa nasıl bir kamuoyu oluşacak merak ediyorum.
Duyarlı ve ne istediğini bilen, kentinin çıkarlarını her şeyden üstün tutan hemşehrilerim artık görev sizde. Bu sorumluluk ve heyecanla göreceksiniz ki 2007 yılı Ekim ayında açılışını gerçekleştireceğimiz en azından bir fakültemiz olacak. Devamı bizim Yalovalı olarak konuya ne kadar sahip çıktığımıza bağlı. Saygılarımla.