Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Argo Kullanırsak Haklı mı Oluruz?

Yazının Giriş Tarihi: 25.09.2006 00:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.09.2006 00:02

İnternette yorum sitelerine baktığımda hoşgörüsüzlüğün had safhalara ulaştığını görüyorum. En azından haftada bir olsa da birtakım düşüncelerimi dile getirme fırsatını bulduğum bu sitede bile öyle yorumlarla karşı karşıya kalıyorum ki hoşgörü sınırlarının oldukça zorlandığını görüyorum. İfade etmede argo sınırlarında yer alan kelimeler kullanılmadan karşımızdakine derdimizi anlatamazmıyız acaba?


Lan,ulan,herif,dümbül,faça,dingil… hep argo kullanıma giren ve gerçek anlamının dışında mecazi anlamları olan kelimeler. Hayatımızda argo oldukça hoşgörülü olma imkanı yok. Karşımızdakini adeta küçültücü,aşağılayıcı ve biraz ilerlemesi durumunda rencide edici, sonrasında da kavga etme durumuna getiren argo kelimeleri artık hayatımızdan çıkartalım. Argo olmadan konuşamıyormuyuz? Ya da argo konuşmak neden gerekiyor? Argo konuşan haklı durumuna mı düşüyor? Saygı sınırlarını oldukça zorlayan argo kelimeleri hayatımızdan çıkartamadıkça ne kendimize saygı gösterildiğini görürüz ne de hoşgörülü olabiliriz. Bırakalım artık argoyu.


Özellikle spor ile alakalı yorum yapan okurlar genelde argo kullandıklarına şahit oluyorum. Spor insanları birleştiren, sağlık ve hoşgörünün temellerini atan özellikleri ile ön plana çıkmalıdır. Yoksa özellikle maçlarda yapılan küfür ve kötü tezahüratın yada stres atma yeri değildir stadyumlar. İnsanlar her yerde patlamaya hazır bir barut fıçısı oldu. En küçük bir kıvılcımda patlıyorlar. Öyle stres ve sinir yüklüler ki adeta bir kaplan gibi karşısındakini neredeyse parçalayacak.


Küçücük ve belki de görülmeye değer bile olmayan hatalarından dolayı insanlar sokak ortasında öldürülür hale geldi. Bunun hep başı hoşgörüsüzlüğe dayanıyor. Hoşgörü de doğru dürüst ifade etmeyle olur ancak. Argo ile söze başlanırsa sonu hep kavga oluyor. ”Lütfen,teşekkür ederim,rica ederim,mümkün mü,istirham ederim…” gibi kelimler hep kullanımdan kalktı ve emir kipi kelimeler hayatımızda yer aldı.


Yap,git,gel,kalk,otur…” hep emir kipi. Nezaket maalesef eski Türk filimlerinde kaldı. Siyah beyaz film olduğu zaman kaçırmıyorum. Çünkü dilimiz o kadar güzel ifade ediliyor ki. Ayrıca nezaket ve saygı ifadeleri her cümlede yer alıyor. Güzel Türkçe maalesef argo kelimeler ile katlediliyor adeta. Hatta bazı okul önlerinden geçerken değil erkek çocukları ,kız çocuklarından bile küfürlü sözler duyuyorum. Her seferinde bu şekilde konuşmanın yakışmadığını ikaz etsem de nafile. Bu kelimeleri kullanan çocuk evinde de aynı şekilde konuşuyordur. Burada anne baba müdahale etmiyorsa sokaklar elbette küfürbaz insanlarla dolar.


Özellikle televizyon dizilerinde birtakım tiplere özendirilen gençlik elbette böyle olur. Silah kullanımı, şiddet, cinsellik, dürüstlüğün enayilik olarak lanse edildiği anlayışla doğru olanın ne olduğunu ortaya koymak elbette zordur. Ya da bir köşe yazısı ile mi düzelteceksiniz? En azından yanlış olduğunu ve doğru olanın ne olduğunu yazmak istedim. Yorum yapan okurlarımdan ricam argo kelimeler kullanmamaları ve örnek olmaları. Zamanla görecekler ki hoşgörü geri gelmiş. Yoksa siz “lan “ ile cümleye başlarsanız karşınızdan alacağınız cevabın ilk kelimesi “ulan” olacaktır. Yani aynen iade. O zaman duymak istemediğimiz kelimelerin bize söylenmemesi için biz de nezaket sınırları içinde karşımızdakine bakmalıyız. ”Lütfen” ile başlayan bir cümleden alacağımız cevap olumsuz bile olsa en azından ” ulan” olmayacaktır. Aslında eskiler o kadar güzel söylemişler ki, : “Körle yatan şaşı kalkar”, “Etme bulma dünyası”,  “Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste” “Tatlı söz yılanı deliğinden çıkartır” … Örnekleri çoğaltmak mümkün.


Özellikle genç neslimize sesleniyorum. Argo konuşmak üstünlük göstergesi değildir. Argo kullanım insanın başının göğe erdirmez. Aksine alçaltır. Siz zaten haklı iseniz saygı ve içten ifadelerle kullandığınız kelimeler karşınızdakine iyi etki bırakır. İleride bir yuva kuracaksınız. Eşinize kullandığınız kırıcı ifadeler size olan saygısını yitirmesine neden olacak. Bu da zamanla o kadar çok problemin doğmasına yol açar ki evliliğinizi bitme noktasına getirir. Hoşgörüsüzlüğün bence başlangıcı argo ifadelerdir. Yani saygısız konuşulduğu zaman hangi ortak paydada buluşabilirsiniz ki? Karşınızdakini anlama yerine ona baskın çıkma,onu ezme aracı olarak kullanılan argo ve sert ifadeler hep çatışma nedeni olmaktadır. Hiçbir sonuç alamadan çatışmaya ve anlayışsızlığa neden olacak ve belki de anlaşabileceğiniz bir nokta bulabilecekken kavga ve düşmanlığa neden olacaksınız.


Ramazan ayının girmesi ile daha fazla hoşgörü ve saygıya ihtiyacımızın olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Toplumsal barışa giden yol hoşgörü ile olur. Hoşgörünün de temeli saygılı ifadedir. Argoyu artık yazılı ve sözlü ifadelerimizden çıkartalım. Bir gün kullanmayın bakalım ne olacak?Çevrenizdekilerin vereceği olumlu tepkiler hayatınızın dönüm noktası olacaktır.


Yazıma evlerimizin duvarına nasihat olarak asabileceğimiz Şeyh Edebalinin Osmanlı Devletinin kurucusu ve damadı Osman Gaziye nasihatını eklemek istiyorum.


ŞEYH EDEBALİ'NİN
OSMANLI DEVLETİNİN KURUCUSU ve
DAMADI OSMAN GAZİ'YE VASİYETİ :
Ey oğul, artık Bey’sin!
Bundan sonra
öfke bize, uysallık sana.
Güceniklik bize, gönül almak sana.
Suçlamak bize, katlanmak sana.
Acizlik bize, hoşgörmek sana.
Anlaşmazlıklar bize, adalet sana.
Haksızlık bize, bağışlamak sana. . .


Ey oğul, sabretmesini bil,
vaktinden önce çiçek açmaz.
Şunu da unutma;
insanı yaşat ki devlet yaşasın.


Ey oğul, işin ağır,
işin çetin, gücün kula bağlı.
Allah yardımcın olsun. . .
Güçlüsün, kuvvetlisin,
akıllısın, kelamlısın!
Ama; bunları nerede,
nasıl kullanacağını bilmezsen
sabah rüzgarında savrulur gidersin.
Öfken ve nefsin bir olup aklını yener.
Daima sabırlı, sebatlı ve
iradene sahip olasın!
Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi
değildir. Bütün bilinmeyenler,
feth edilmeyenler,
görünmeyenler, ancak sen faziletli ve
ahlaklı olursan gün ışığına çıkacaktır.


Ey oğul ! Ananı , atanı say !
Bereket büyüklerle beraberdir.
İnancını kaybedersen ,
yeşilken çöllere dönersin.
Açık sözlü ol ! Her sözü üstüne alma !
Gördüğünü görme ! Bildiğini bilme !
Sevildiğin yere sık gidip gelme !


Ey oğul ! Üç kişiye acı :
Cahil arasındaki alime ,
zenginken fakir düşene,ve
hatırlı iken itibarını kaybedene.


Ey oğul! unutma ki,
yüksekte yer tutanlar,
aşağıdakiler kadar emniyette değildir.
Haklıysan mücadeleden korkma !. . .


Üzerinde düşünüp öğüt alacağımız o kadar çok şey var ki.
Saygılarımla.



Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.