AKP’li iktidar yöneticilerinin “ATATÜRK” adını telâffuz etmemeleri “Gazi Mustafa Kemal” diye geçiştirmeleri, “Türk Milleti” ifadesini kullanmaktan kaçınmaları, yapılan eylem ve icraatlarda Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş değerlerini veya ATATÜRK İlke ve Devrimlerini küçümsemeleri, Türk Milleti’nin gözünden kaçmıyordu.
Bu nedenle, İstanbul’da Fenerbahçe Stadyumu’nda oynanan Fenerbahçe- Fethiyespor Ziraat Türkiye Kupası maçında, Fethiyesporlu futbolcuların eşofman üstlerini çıkarıp “YÜCE ATATÜRK” yazan tişörtleriyle Millî Marşı’ mızı söylemeleri, büyük sempati uyandırmıştı.
Değil sadece Fethiyeliler, tribünlerdeki Fenerbahçeli seyirciler, tüm Türkiye’de “Ne mutlu Türk’üm Diyene” demekten onur duyanlar, bu davranıştan büyük mutluluk duydular.
Duyduk ki, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), futbol sahalarının tüm dünyada yalnızca futbol oynanan ve izlenen alanlar olmasının hedeflendiğini belirterek, Fethiyespor’u uluslar arası futbol oyun kurallarına saha içinde aykırı şekilde hareket ettiği iddiasıyla , Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na vermiş.
İlginçtir, aynı Türkiye Futbol Federasyonu, futbolcuların sahada Rabia işareti vermesini normal karşılıyor ve siyasî bulmuyor da, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve siyaset üstü kimliği olan ATATÜRK’ten rahatsızlık duyuyor.
Ayıptır, AYIP!..
Fethiyespor yöneticileri, Futbol Federasyonu’nun tavrına tepkisini göstermekten kaçınmadı:
“Normal şartlarda bu konuda polemiğe girmek istemiyoruz. Ancak nasıl ki bizi yaradan Allah’ımıza şükrediyor, yeri geliyor her gün ellerimizi açıp dua ediyorsak, Türkiye Cumhuriyeti’ nin kurucusu, Kurtuluş Savaşı’nda başkomutanlık yapan, bu ülkeyi bölünmenin eşiğinden döndüren Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anmamızın polemik konusu yapılması ayıp. Müsaade edin de arada bir kendisini saygıyla analım… Biz duruşumuzun arkasındayız. Ceza beklemiyoruz. Verirlerse de kendi cebimizden öderiz. Duygularımızı değiştirmeyiz. Bir insanın duruşu, kişiliği vardır. Konumumuz müsaade ettikçe anmaya da devam edeceğiz.”
Kimileri diyor ki, “ya başka kulüp sporcuları da, falan kişinin adı yazılı tişörtlerle sahaya çıkarlarsa ne olacak?”
Devlet büyüklerinin sık sık kullandıkları bir üslupla yanıtlayalım:
Ulan oğlum, o saydığın isimler ATATÜRK’le bir mi?
***
GÜNÜN SÖZÜ:
“Hayatta edinilmesi gereken en önemli prensip her zaman ve her zeminde hakkın ve haklının yanında yer almak olmalıdır. Güçlünün yanında yer almak ve bunu maddi çıkarları ya da gelecekteki beklentileri için kullanmak basit ve gelişmemiş kişilik göstergesidir.”
VEFA NEDİR?
Mevlana Vefa’yı şöyle tanımlar:
“Vefa nedir, bilir misin? Vefa arkanda bıraktığını, giderken yaktığını yabana atmamandır. Vefa; dostluğun asaletine, bir dua sonrası verilen sözlere, hayallere ihanet katmamandır. Vefa; ötelerin sonsuz mükafatı karşısında, cehennemi hafife almaman, ulvi güzellikleri dünyaya satmamandır.”
Vefa, sözünü yerine getirme, sözünde durma, sevgi, dostluk ve bağlılıkta kararlılık anlamlarına gelir.
Vefa tam, mükemmel, içten, sağlam ve sarsılmaz kalp bağlılığıdır. Samimi inanan insan vefalıdır, sadıktır.
Önemle hatırlatırım: Vefa önemli bir duygudur ve toplumun Vefa’ya ihtiyacı vardır!..
DUYDUNUZ MU ?
:
YARGIÇ: Evinizde yapılan aramada hiç bilgisayar bulunmamış. Neden? SANIK: Nasıl, neden? YARGIÇ: Niçin bilgisayarınız yok? SANIK: Bilgisayar kullanmıyorum. YARGIÇ: Biz de onu öğrenmek istiyoruz. Niçin bilgisayar kullanmıyorsunuz? SANIK: Böyle bir suç mu var? BAŞKAN: Burada soruları biz sorarız... SAVCI: Sayın Başkan, sanık cep telefonu ve bilgisayar kullanmayarak gizli faaliyetler içinde olduğunu göstermektedir. Kimlerle görüştüğü, ne konuştuğu belli olmasın diye böyle davranmaktadır. Hakkındaki en önemli delil budur.
* SAVCI: Bakın defterinizde şöyle bir ifade var: “Siyasi partiler ülke sorunlarının çözümü için daha etkili politikalar üretmeli” diyorsunuz. SANIK: Suç bunun neresinde? SAVCI: Burada çok derin ifadeler var. SANIK: Nasıl bir derinlik sayın Savcı? SAVCI: Bu cümlenizden halen siyasi partilerin ülke sorunlarına çözüm bulamadığını düşündüğünüz anlaşılıyor. SANIK: Evet öyle, suç neresinde? SAVCI: Siz de anladınız neresinde olduğunu... SANIK: Neresinde sayın savcı ?
Yukarıdaki satırlar Mustafa Balbay’ın “Yargıtatör” isimli kitabından…Sayın Balbay, kitabın arka kapağında, “Gördüklerimin tamamını yazmadım, zira inanmayabilirlerdi” diyor.
EFENDİM NEYMİŞ:
"Cehalet kötü bir bitki gibidir; diktatörler bu bitkiden istifade ederler; oysa demokrasilerde vatandaşların cehaletine katlanılamaz." Sir William Beveridge
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ahmet Akyol
“YÜCE ATATÜRK” e Suçlama
AKP’li iktidar yöneticilerinin “ATATÜRK” adını telâffuz etmemeleri “Gazi Mustafa Kemal” diye geçiştirmeleri, “Türk Milleti” ifadesini kullanmaktan kaçınmaları, yapılan eylem ve icraatlarda Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş değerlerini veya ATATÜRK İlke ve Devrimlerini küçümsemeleri, Türk Milleti’nin gözünden kaçmıyordu.
Bu nedenle, İstanbul’da Fenerbahçe Stadyumu’nda oynanan Fenerbahçe- Fethiyespor Ziraat Türkiye Kupası maçında, Fethiyesporlu futbolcuların eşofman üstlerini çıkarıp “YÜCE ATATÜRK” yazan tişörtleriyle Millî Marşı’ mızı söylemeleri, büyük sempati uyandırmıştı.
Değil sadece Fethiyeliler, tribünlerdeki Fenerbahçeli seyirciler, tüm Türkiye’de “Ne mutlu Türk’üm Diyene” demekten onur duyanlar, bu davranıştan büyük mutluluk duydular.
Duyduk ki, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), futbol sahalarının tüm dünyada yalnızca futbol oynanan ve izlenen alanlar olmasının hedeflendiğini belirterek, Fethiyespor’u uluslar arası futbol oyun kurallarına saha içinde aykırı şekilde hareket ettiği iddiasıyla , Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na vermiş.
İlginçtir, aynı Türkiye Futbol Federasyonu, futbolcuların sahada Rabia işareti vermesini normal karşılıyor ve siyasî bulmuyor da, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve siyaset üstü kimliği olan ATATÜRK’ten rahatsızlık duyuyor.
Ayıptır, AYIP!..
Fethiyespor yöneticileri, Futbol Federasyonu’nun tavrına tepkisini göstermekten kaçınmadı:
“Normal şartlarda bu konuda polemiğe girmek istemiyoruz. Ancak nasıl ki bizi yaradan Allah’ımıza şükrediyor, yeri geliyor her gün ellerimizi açıp dua ediyorsak, Türkiye Cumhuriyeti’ nin kurucusu, Kurtuluş Savaşı’nda başkomutanlık yapan, bu ülkeyi bölünmenin eşiğinden döndüren Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anmamızın polemik konusu yapılması ayıp. Müsaade edin de arada bir kendisini saygıyla analım… Biz duruşumuzun arkasındayız. Ceza beklemiyoruz. Verirlerse de kendi cebimizden öderiz. Duygularımızı değiştirmeyiz. Bir insanın duruşu, kişiliği vardır. Konumumuz müsaade ettikçe anmaya da devam edeceğiz.”
Kimileri diyor ki, “ya başka kulüp sporcuları da, falan kişinin adı yazılı tişörtlerle sahaya çıkarlarsa ne olacak?”
Devlet büyüklerinin sık sık kullandıkları bir üslupla yanıtlayalım:
Ulan oğlum, o saydığın isimler ATATÜRK’le bir mi?
***
GÜNÜN SÖZÜ:
“Hayatta edinilmesi gereken en önemli prensip her zaman ve her zeminde hakkın ve haklının yanında yer almak olmalıdır. Güçlünün yanında yer almak ve bunu maddi çıkarları ya da gelecekteki beklentileri için kullanmak basit ve gelişmemiş kişilik göstergesidir.”
VEFA NEDİR?
Mevlana Vefa’yı şöyle tanımlar:
“Vefa nedir, bilir misin? Vefa arkanda bıraktığını, giderken yaktığını yabana atmamandır. Vefa; dostluğun asaletine, bir dua sonrası verilen sözlere, hayallere ihanet katmamandır.
Vefa; ötelerin sonsuz mükafatı karşısında, cehennemi hafife almaman, ulvi güzellikleri dünyaya satmamandır.”
Vefa, sözünü yerine getirme, sözünde durma, sevgi, dostluk ve bağlılıkta kararlılık anlamlarına gelir.
Vefa tam, mükemmel, içten, sağlam ve sarsılmaz kalp bağlılığıdır. Samimi inanan insan vefalıdır, sadıktır.
Önemle hatırlatırım: Vefa önemli bir duygudur ve toplumun Vefa’ya ihtiyacı vardır!..
DUYDUNUZ MU ?
:
YARGIÇ: Evinizde yapılan aramada hiç bilgisayar bulunmamış. Neden?
SANIK: Nasıl, neden?
YARGIÇ: Niçin bilgisayarınız yok?
SANIK: Bilgisayar kullanmıyorum.
YARGIÇ: Biz de onu öğrenmek istiyoruz. Niçin bilgisayar kullanmıyorsunuz?
SANIK: Böyle bir suç mu var?
BAŞKAN: Burada soruları biz sorarız...
SAVCI: Sayın Başkan, sanık cep telefonu ve bilgisayar kullanmayarak gizli faaliyetler içinde olduğunu göstermektedir. Kimlerle görüştüğü, ne konuştuğu belli olmasın diye böyle davranmaktadır. Hakkındaki en önemli delil budur.
*
SAVCI: Bakın defterinizde şöyle bir ifade var: “Siyasi partiler ülke sorunlarının çözümü için daha etkili politikalar üretmeli” diyorsunuz.
SANIK: Suç bunun neresinde?
SAVCI: Burada çok derin ifadeler var.
SANIK: Nasıl bir derinlik sayın Savcı?
SAVCI: Bu cümlenizden halen siyasi partilerin ülke sorunlarına çözüm bulamadığını düşündüğünüz anlaşılıyor.
SANIK: Evet öyle, suç neresinde?
SAVCI: Siz de anladınız neresinde olduğunu...
SANIK: Neresinde sayın savcı ?
Yukarıdaki satırlar Mustafa Balbay’ın “Yargıtatör” isimli kitabından…Sayın Balbay, kitabın arka kapağında, “Gördüklerimin tamamını yazmadım, zira inanmayabilirlerdi” diyor.
EFENDİM NEYMİŞ:
"Cehalet kötü bir bitki gibidir; diktatörler bu bitkiden istifade ederler; oysa demokrasilerde vatandaşların cehaletine katlanılamaz." Sir William Beveridge
ATATÜRK DİYOR Kİ:
“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…”
www.ahmetakyol.net
www.facebook.com/ahmet.akyol.1422