Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yeni Yılınız Kutlu Olsun

Yazının Giriş Tarihi: 28.12.2024 13:21
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.12.2024 13:22

Yeni yıla girişi kutlamak amacıyla düzenlenen yaygın toplumsal ve kültürel törenlere yılbaşı diyoruz. Yılbaşı’ nın herhangi bir Din ile en ufak bağlantısı yoktur!

Yılbaşı, Noel değildir. Noel, Hazreti İsa’nın doğum günü olarak kabul edilen bir yortu günüdür. Noel’in tarihi Hıristiyan mezheplerine göre değişir.

Yehova Şahitleri Noel'i İncil'e aykırı bulur, kutlamaz.

Batı Hıristiyan Kiliseleri, Doğu Katolik Kiliseleri ve Doğu Süryani Kilisesi Gregoryen takvimi kullandıklarından Noel'i 25 Aralık'ta;

Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Arnavutluk, Finlandiya, İstanbul ve Antakya, Kıbrıs, İskenderiye, ABD Ortodoks Kilisesi 20'nci yüzyıl itibarıyla Revize Jülyen takvimini kullandıklarından Noel'i 25 Aralık'ta kutlar…

Ermeni Apostolik Kilisesi ve Kudüs'teki Ermeni Patrikhanesi Hz. İsa'nın doğumunu değil, vaftizinin kutlanmasına yönelik Doğu Hıristiyan uygulamasını sürdürerek Noel'i 6 Ocak'ta kutlar…

Rusya, Gürcistan, Ukrayna, Makedonya, Sırbistan, Karadağ, Kudüs gibi Doğu Ortodoks Kilisesi, Jülyen takvimini kullandıkları için Noel'i 7 Ocak'ta;

Farklı takvimler kullanan Kıpti Ortodoks Kilisesi, Etiyopya ve Eritre Ortodoks Tewahedo Kilisesi, Pentay Evanjelik Kilisesi de Noel'i 7 Ocak'ta kutlar.

Noel gelenekleri çok çeşitli kaynaklara dayanır.

Romalılar, Hristiyanlıktan önce, 17 Aralık’taki Saturnalia (Satürn Şenliği) gününde çeşitli eğlenceler düzenlerler, birbirlerine armağanlar verirlerdi. Amaç, kışın karanlık günlerini şenlendirmekti. Yılın en kısa gününün gecesinde, aydınlığın gelmesini engelleyen kötü ruhlar kovulurdu. Sonraları, Hazreti İsa’nın doğum günü ile paganlıktan kalan bu şölen birleştirilerek 25 Aralık’ta kutlanmaya başlandı. Noel kutlamalarında dostların ve aile bireylerinin birbirlerine karşılıklı armağanlar vermesi zamanla bir gelenek oldu.

Ayrıca, ölüme meydan okumayı simgeleyen yaprak dökmeyen yeşil ağaçların çeşitli süslerle bezenmesi de Noel gelenekleri arasındadır. Çam ağacı gibi, yaprak dökmeyen ağaçları ölümsüz yaşamın simgesi olarak kullanmak, eski Mısırlıların ve hatta Çinlilerin de ortak bir geleneğiydi. Avrupalı paganlar arasında yaygın olan ağaca tapınma, Hristiyanlığı benimsemelerinden sonra da sürdü. Sonsuz hayat inancı, evlere yeşil yapraklı ağaç koyma geleneğiyle varlığını korudu.

Dünyaca ünlü Sümerolog olan Dr. Muazzez İlmiye ÇIĞ, Noel âdeti kabul edilen çam ağacı süslemenin eski bir Türk âdeti olduğunu ve bu âdetin Türklerden Avrupa’ya oradan da dünyaya yayıldığını söylüyor. Sayın ÇIĞ’a göre, Eski Türklerde yerin göbeğinden göğe kadar bir ağaç tasavvur ediliyor. “Hayat Ağacı” olarak tanımlanan bu ağaç, Sümerlerde de var. Bir ucunda “Gök Tanrı” duruyor.

Eski Türkler, evlerine getirdikleri küçük bir ağacın altına, o sene onlara güzel şeyler verdi diye Tanrı’ya hediyeler koyuyorlar. Dallarına da ertesi sene için Tanrı'dan niyaz ettikleri şeyler, adak olarak istedikleri şeyler için paçavra veya kurdele bağlıyorlar. Yıl dönümlerinde büyük bayram, şenlik yapıyorlar. Aileler toplanıyor, büyükler varsa ziyaret ediliyor, özel yemekler yeniliyor, güzel elbiseler giyiliyor. Bu adet daha sonra Türkler yoluyla Avrupa’ya geçiyor. Konunun Noel'le ilgisi yok.

Gelelim yeni yıla… Yeni bir yılın başlangıcı, herkes için geleceğe umut besleme, güven duyma vesilesidir. Bunun için çok kişi, takvim yılının değiştiği saati neşeyle kutlar. Bilinen ilk yılbaşı kutlamaları, Babil’de bahar ılımına ( Mart ortası), Asur’da ise güz ılımına (Eylül ortası) en yakın ayda yapılırdı.

Mısırlılar, Fenikeliler ve Persler yılbaşını güz ılımında (24 Eylül), Yunanlılar ise M.Ö. V. yy. kadar kış gündönümünde (21 Aralık) kutlardı.

Esasen yılbaşı bir takvim olayıdır ve dünyada tarih boyunca değişik takvimler kullanılmıştır. Bunların çoğunda takvim başlangıcı değişiktir.

Örneğin: Hindistan’da kullanılan Samvat Takvimi’nde, M.Ö. 57 yılının 23 Şubat günü; Budha Takvimi’nde, M.Ö. 544 yılının Pisak ayının dolunay günü; Selefkiler Takvimi’nde, Selefkoslar’ın Gazze Zaferi’nden sonra M.Ö. 312’de törenle Babil’e girişi takvim yıllarının başlangıcıdır.

Ayrıca, Mısır Takvimi, Babil Takvimi, Aztek Takvimi, Maya Takvimi, Musevi Takvimi, Hindu Takvimi, Çin Takvimi ve Tamil Takvimi gibi farklı özellikler gösteren takvimlerin kullanıldığını biliyoruz.

Çağdaş dünyada ve özellikle Avrupa’da müşterek ve kolektif hayatı kolaylaştırmak için, tarih içinde bir takım aşamalar geçiren Gregoryen Takvimi kullanılmaya başlandı. Hazreti İsa’nın doğumundan yüzyıllar öncesine dayanan bu takvim, en son 1572’de Papa XIII. Gregorius zamanında Astronom Chistopher Clavius tarafından bazı küçük değişikliklerle yeniden düzenlendiği için Gregoryen Takvimi olarak tanındı.

Ne var ki, bu takvimin başlangıcına, yani 1 Ocak’a, özellikle Hristiyanlar karşı çıktılar. Zira onlara göre 1 Ocak’taki yılbaşı kutlamaları, 24/25 Aralık gecesi yapılacak Hazreti İsa’nın doğum günü ( Noel ) kutlamalarını gölgede bırakacaktı. Kiliseler, uzun süre yılbaşı kutlamalarına karşı çıkmalarına rağmen, sonunda olayı kabullenmek ve hoşgörüyle yaklaşmak gereğini duydular. Zira anladılar ki, 31 Aralık/ 1 Ocak gecesi yapılan kutlamaların dinî bir yönü yoktu.

Türkler, önceleri 12 Hayvanlı Türk Takvimi’ni kullanıyorlardı. Güneş yılına göre hesaplanan bu takvimden sonra Müslüman olunca, Hazreti Muhammet’in Mekke’den Medine’ye göçünü başlangıç alan Hicrî Takvim’ i esas aldılar.

Ancak, Hicrî Takvim devlet işlerinde yetersiz kalıyordu. Bunun üzerine Türkler, Selçuklular döneminde bir süre Celâlî Takvimi’ni kullandılar. Burada, güneşin Koç burcuna girdiği gün (Nevruz), Türkler’ in asırlar öncesinden beri kullana geldiği şekilde yılbaşı kabul edilmişti. Nevruz geleneği, Osmanlı döneminde de sürdü.

Birinci Mahmut (1730- 1754) döneminde, Julius Takvimi’ne dayanan Rumî (Malî) Takvim’ e geçildi. Burada senenin başı 1 Mart’tı.

Şubat 1917’de, yani yine Osmanlı döneminde (yani Halifeliğin başkentinde) yapılan bir düzenlemeyle, tarih başlangıcı HİCRET aynı kalmak şartıyla, Gregoryen Takvimi ve yılı kabul edildi. Dikkatinizi çekerim, yılbaşı 1 Ocak oldu.

26 Aralık 1925’te ise Gregoryen Takvimi, Türkiye Cumhuriyeti’nin tek ve resmî takvimi olarak kabul edildi.

Bir kere daha hatırlayalım: Yılbaşı’ nın Hazreti İsa’nın doğum günüyle, Noel’le, Noel Baba’yla ya da herhangi bir Din ile yakından uzaktan bir ilgisi yoktur. Yeni yıla girişi kutlamak bir Hristiyan âdeti değildir. Yeni yıl kutlamaları Hristiyanlıktan çok önceleri takvim yılının uygulamaya konulmasıyla başlamıştır.

Noel Baba tiplemesi ise, 1800’lü yıllarda, tüketim kültürü bağlamında yaratılmış hayali bir kahramandır. Yeni yıla girişi ister kutlayın, ister kutlamayın; bu da hiç kimseyi zerrece ilgilendirmez!

Yeni yılınızın sağlık, mutluluk, barış, huzur ve başarılarla dolu geçmesini dilerim.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.