Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yalova Kâğıthanesi

Yazının Giriş Tarihi: 02.04.2025 10:50
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.04.2025 10:51

GÜNAYDIN Değerli Okurlar,

Bir Kâğıthane’nin, Yalova’da Elmalık Köyü’nde 1745 yılında faaliyete geçerek kâğıt ürettiği biliniyor.

Ancak, bu Kâğıthane, ülkemizin ve cumhuriyetimizin ilk Kâğıthanesi değil.

Türkler, tarih içinde kâğıdı çeşitli şekillerde elde etmişler ve kullanmışlar. Anadolu’ya yerleştikten sonra da kâğıt kullanımına devam eden Türkler, küçük çapta da olsa, kâğıt üretme çabasına girmişler.

XII. yüzyılda Pamukkale Kâğıthanesi ,

XIII. yüzyılda İstanbul (Bizans ) Kâğıthanesi,

XIV. yüzyılda Amasya Kâğıthanesi,

XV. yüzyılda Bursa Kâğıthanesi, varlıkları bilinen ve çeşitli kaynaklarda adı geçen kâğıthanelerdir.

Osmanlı Devleti’nde, varlığını kesin olarak belgeleyebildiğimiz ilk kâğıt imalathanesi, XVIII. yüzyılın ortalarında Yalova’da kurulan Kâğıthane’dir.

Bunu kısaca açalım: Türkiye’de ilk Müslüman Türk matbaası İbrahim Müteferrika tarafından kuruluncaya kadar, kâğıt ihtiyacı ciddi şekilde hissedilmemişti. Gerçi hattatlarla azınlık matbaalarının kâğıda ihtiyaçları olmuştu, fakat hattatların ihtiyacı peyderpey Doğu ve Batı kâğıtlarıyla karşılanabiliyor ve ciddi bir şekilde devamlı kâğıt stokuna ihtiyaç duyulmuyordu. Azınlıklar, matbaalarının kâğıt ihtiyacını Batı’dan karşılıyorlardı. Dışarıdan gelen kâğıtlar, çok defa onların aracılığı ile Müslümanların eline geçtiğinden, kâğıt ihtiyacı azınlıklar için büyük bir mesele olmuyordu. Kaldı ki, onlarınkiler özel matbaalardı. Oysa İbrahim Müteferrika’nın açtığı matbaa, devletindi. Sonra, bu ilk resmi matbaanın o zamana kadar pahalı olan yazma eserleri daha ucuza basmak ve herkesin almasını kolaylaştırmak gibi bir amacı vardı. Ucuz ve çok sayıda kâğıt ihtiyacı, ancak yeni kurulacak yerli bir Kâğıthane ile sağlanabilirdi.

İbrahim Müteferrika, 1741 yılında, Yalova’da bir Kâğıthane kurmak için teşebbüse geçti.

Kâğıthane için, Yalova’nın Elmalık Köyü’nde, Hırka Deresi üzerinde, Çardaklı Mevkii’nde bir yer beğenildi. Burası, Darüssaade Ağası Beşir Ağa’nın çiftliğindeydi. Hacı Mustafa Ağa, bu çiftliği Dergâh-ı Ali Cebecibaşı Elhaç İsmail Ağa’nın vefatından sonra almış, daha sonra çiftlik Darüssaade Ağası Beşir Ağa’nın evkafına dâhil olmuştu.

Yalova Kâğıthanesi için yer seçildikten sonra, Lehistan’dan yani Polonya’dan kâğıt ustaları getirildi ve çalışmalar başladı.

Nigar Anafarta, “ Türkiye’de İlk Kâğıt” isimli araştırmasında, Raşid Tarihi isimli bir kitabın başında ve sonunda, Yalova’da kurulan bu kâğıt imalathanesiyle ilgili 1745 tarihi bulunduğunu, aynı kâğıt üzerinde, stilize bir cami ve Yalakabad kelimesi olduğunu belirtilmektedir. Buradan yola çıkılırsa, Yalova’da kâğıt imal eden bu yerin, 1745’te kurulduğu ileri sürülebilir.

Yalova Kâğıthanesi’ nde üretilen kâğıt hakkında, bir başka yerde bilgi yoktur. Yapılan çalışmalarda da, herhangi bir yerde Yalova Kağıthanesi’ nde üretilen kâğıt bulunamamıştır.

Kâğıthane’ye gelince…

18 Nisan 1745 tarihli bir vesikada, Yalova Kâğıthanesi’ ne ikinci bir dolap ilâve edildiği ve Kâğıthane’nin ihtiyaçlarının Tersane-i Amire, Cephane-i Amire ve Tophane-i Mamure’ den karşılandığı belirtilmektedir.

Belgelerden anlaşıldığına göre, Kâğıthane, faaliyetini bir süre sürdürmüş; Kâğıthane’ye gerekli olan suyun muhafazasına özen gösterilmiş; Hırka Deresi’nin korunması için civarda oturanlar bazı sorumluluklardan muaf tutulmuştur.

Ne var ki, 1760 senesinden sonra, Kâğıthane’nin faaliyetini sürdürüp sürdürmediği kesin olarak bilinmiyor. Elimizde Kâğıthane’nin üretim bilgilerini içeren belgeler bulunmadığı için de Yalakabad (Yalova) Kâğıthanesi’ nin ülkenin ihtiyacına ne kadar cevap verdiği saptanamıyor.

Anlaşılıyor ki, Yalakabad (Yalova) Kâğıthanesi, 10- 15 sene kadar çalıştıktan sonra kapanmış. Bunun Avrupa kâğıtları ile rekabet edememekten kaynaklandığı; ayrıca, Hırka Deresi suyunun yöre halkı tarafından kullanıldığı, böylece suyun Kâğıthane’ye ve Karakilise civarında oturanlara yeterli olamamaya başladığı da düşünülebilir.

Konuya ilgi duyan dostların önerileriyle Kâğıthane ile ilgili bir belge yayınlayacağım. Çiftliğin satış biçimine dair Yalova Naibi’ne yazılan hüküm aşağıdadır:

“Yalova Nâibine Hüküm ki,

Allah’a hamd ve şükürler olsun, padişahlığımın hâkim olduğu feyizli günlerinde, şahlığımın, hilâfet menkîbeli uğurlu hizmetleri ile başlanılan kâğıt imâli numûne tutularak imkânı ölçüsünde emrim olduğu üzere abâdî çeşidi ve sair çeşitli kâğıtlar kalıp fennine alınmak zımmında inşallahu Teâlâ, bundan sonra, mübarek Kur’an’lar ve faydalı şerî kitapların yazılmasında ve düzenlenmesinde, ayrıca birçok işyerlerinin dahi icâd olunarak bütün maksat ve arzuların hayırla gerçekleştirilmesinde isbu şâhâne eserin âlemde yâdigâr ve saltanat unvanımı taşıyan zamanımızın övünme sebebi olacağı âşikâr olmakla nizâmımızın sağlamlaştırılması ve mümkün olan işlerin yürütülmesi için, binâ ve ihyâ olunan kâğıt fabrikası meselesinin yoluna konulmasına ihtiyaç duyulmuştur;

Bu büyük hayra talib ve padişahlığımın devleti ile teşebbüs edip başlayan havasın övündüğü ve ileri geleni, hâlâ şerefli Dârrüssaade Ağası olan Elhac Beşir Ağa (Ululuğu artsın) saâdetli rikâbıma arzuhal sunup, Kocaeli sancağında Yalakâbâd nahiyesinde, halkın dilinde Elmalı ve detre-i hâkânide Saruhanlu demekle tanınmış köyün, aslında 2 800 akçe yazısı olup, bu yazının 2 313 akçesi başka bir karar ile biriktirilip, 3 800 tekmil edilerek 4 000 akçelik üzere Ali oğlu Osman’ın ve geri kalan 4 07 akçesi de diğer çiftlik sahibi Halil ve başkalarından 7 126 akçe timara Mutasarrıf Mustafa’nın timarı kayıtlarına dahil olmakla, adları geçen Ali ve Mustafa’nın ellerinde bulunan beratlarını verip, ancak Saruhanlu karyesinden taksîm ile 2313 akçesini adı geçen Ali ve yine adı geçen köyden geri kalan 487 akçesini de mezkû Mustafa’nın kendi rızası ile feragat edip elini çekmesi suretiyle vazgeçmelerinden dolayı, bu köye adı geçen ağanın vakıfları mülhakatından olmak üzere, tevkiî kalemiyle tashih ve zikrolunan Saruhanlu köyü deniz sahilinde olmakla, 2800 akçe yazısına isabet eden bedel vakıf tarafından mîrî için kazanıza memur olanlara edâ ve teslim olunmak üzere evkâf defterine kaydedilip kendilerien temlîk olunması hususunda inâyet istid’â etmeleriyle, mûcibi üzere temlik ve ihsân-ı hümayûnum olmuştur diye şeref bulan şevketlu Hatt-ı hümayûnumun mûcibince yukarıda zikredilen Yalova nahiyesinde 2800 akçe yazısı bulunan Saruhanlu köyünde devlet için isabet eden bedel vakıf tarafından teslim olunmak üzere, bu köyden Ali oğlu Osman ile kendisine temlik olunmak üzere mahalli bu tevkii kalemi ile iş- bu 1159 senesi Rebiülevvel ayının beşinci ( 28 Mart 1742) gününde vakfına tashih olunub Defterhane-i Âmire’den mühürle sorulup verilmekle, yazıldığı gibi amel ve hareket ve bu tarihten sonra, mûcibi ile tashih edilip, Saruhanlı köyü, daha önce adı geçen ağanın vakıfları tarafından zapt ve rapt ettirilmek hususunda şanı yüce fermânım sâdır olmuştur. Rebiüllevvel başları, 1159 (Mart sonları 1742)”

Daha ayrıntılı bilgi ve konu hakkında belge arayanlar, 2004 yılında, Yalova İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından yayımlanan, “Tarihi Yalakabad Kâğıthanesi” isimli kitabımdan yararlanabilirler.

Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.

NE MUTLU TÜRK’ ÜM DİYENE!

Yayın Tarihi: 16 Kasım 2010

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Yalovamız En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.