Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Sadece Kendin Ol

Yazının Giriş Tarihi: 22.02.2016 05:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.02.2016 05:00

Bir zamanlar, ülkenin birinde, çok zengin ama bir o kadar da cimri bir adam varmış.

Herkesin kendisini cimri diye bilmesinden rahatsız olan adam, bir gün ülkenin en bilge kişisine gidip bu durumdan dert yanmış.

“ Niye herkes benden nefret ediyor, anlamıyorum” demiş, “ Hâlbuki öldükten sonra malımın bir kısmını hayır işlerine bırakacağım diye söz vermiştim. Bunu herkes duydu. Neden hâlâ bana cimri diyorlar?”
Bilge kişi, adamın sözleri üzerine bir müddet sessiz kaldıktan sonra, adama, “Sana domuz ile ineğin öyküsünü anlatayım” demiş ve başlamış anlatmaya…

“Bir gün, çiftliğin birinde bir domuz komşu ahırdaki ineğe, insanların kendisini hiç sevmediğinden dert yanmaya başlamış.

Senden ise demiş, hep güzel sözlerle bahsediyorlar. Anlıyorum; sen onlara süt veriyorsun. Ama ben onlara daha da fazlasını veriyorum. İnsanlara etimi veriyorum, derimden ayakkabı yapılıyor. En iyi fırçalar da benim kıllarımdan yapılır. Hâlâ daha beni niye sevmezler, anlamıyorum?
İnek, üzüntü içindeki domuza bir müddet öylece baktıktan sonra:
Belki de dostum demiş, sen bütün bunları insanlara ancak öldükten sonra verdiğin halde, ben verdiklerimi hayatta iken verdiğimden.”

***



KARGA İLE LEYLEK

Bir gün, bir bilge, yol kenarında, kendi türleriyle uçmayı reddeden iki ayrı cins kuşa rastlamış.
Bu iki farklı yaratığın neden kendi cinsleriyle değil de, bir başka cinsle birlikte olmak istediklerini merak etmiş.
Biri karga, biri leylek…

O kadar farklıdır ki kuşlar ihtimal verememiş birbirlerini sevdiklerine, türdeşleriyle değil de birbirleriyle uçmayı yeğlediklerine. Öyle ya, karga dediğin kargalarla uçmalıdır, leylek dediğinse leyleklerle. Yaklaşmış ve merakla incelemiş kuşları.

O zaman fark etmiş her ikisinin de topal olduğunu.
O zaman, topal kuşların birbirlerini olduğu gibi kabul ettiklerini anlamış.
O zaman anlarmış ki, birlikte kaçar, birlikte uçar, birlikte yaşarlar beklenenlerin yanında tutunamayanlar.

Ve o zaman, sahip olunanların değil sahip olunmayanların kimilerini birbirine yakınlaştırdığını, anlamış.

Elbette, en sahici dostluklar ortak varlıklar üzerine değil, ortak yoksunluklar üzerine kurulanlardır. Aynı şekilde zengin, aynı şekilde mesut olanların ortak paydaları sabun köpüğü gibidir uçar, söner. Ortak acı, ortak hüzün, ortak pürüzdür esas yakınlaştıran, yaklaştıran…



GÜNÜN SÖZÜ:

“İnsanlar seni sevecek diye değişme; kendin ol ve sadece doğru insanlar seni sevsin!”

ATATÜRK DİYOR Kİ:
“NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!”
www.ahmetakyol.net



Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.