Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Basın Etiği

Yazının Giriş Tarihi: 20.03.2007 00:11
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.03.2007 00:11

Hani bazı şarkıların, bazı güzel sözleri ya da nakaratları vardır; insanın zihnine takılır.
Olur olmaz yerde aklınıza gelir, kendi kendinize mırıldanırsınız.


Ya da bir kitaptan bir cümle… bir replik…veya anlamsız birkaç söz.
Buna benzer şeyler…


Son günlerde benim de zihnime takılan bir söz var.
Bir cümle…
Değerli kardeşim Hayri Tezcan, bir süre önce, Yalova Gazetesi’ndeki köşesinde yazdı.


“Hiçbir çekincemiz de, beklentimiz de olmamıştır. Söz konusu sektörün(Tersane) reklâm talepleri, o bölgenin resmiyet kazanmasına kadar bizde değerlendirilmeyecektir.
Resmiyet kazandıktan sonra talepleri olmayacak ise de, bizim için bugün nasıl sorun değilse, gelecekte de sorun olmayacaktır.”


Herhangi bir kurum veya kuruluşu kastetmeden, genel anlamdaki değerlendirmeme göre, reklâm veya benzer etkinliklerle, olması gerekenin dışında ve/veya olağanüstü, desteklenen basın, (bir yerden sonra) özgür olamaz.


Oysa, basın özgür olmalı…


Herhangi bir sektörle, kendisinin veya yakınının, maddî anlamda bağlantısı olan, basın emekçisi, özgür ve tarafsız haber yapamaz.


Zaten o sektörün aleyhinde yorum, hiç yapamaz.


Oysa, basın emekçisi de, özgür ve tarafsız olmalı…


Basın, ya da kısaca gazeteci diyelim, güçlülerin ve yönetenlerin sesini değil, halkın sesini kamuoyuna yansıtmayı amaçlamalı…


Gazeteci, herhangi bir siyasî partinin ve/veya siyasetçinin yayın organı da olmamalı…


Gazeteci, ucuz heyecanlar yerine, sağ duyunun ve kamu vicdanının eleğinden geçirilmiş yaklaşımın doğruluğuna inanmalı…


Ha, bu arada unutmayalım, basın özgürlüğü, basın mensubunun her aklına geleni yazması da değildir, bunun için bir takım temel kurallar vardır.


Bakın, 1983 yılında, UNESCO tarafından belirlenen 10 Temel Gazetecilik Prensipleri neler:


1. İnsanların, gerçek ile ilgili objektif bilgi sahibi olma ve medya organlarında kendilerini özgürce dile getirme hakları vardır.
2. Gazetecinin görevi, bu haklara bağlı olarak tarafsız ve en doğru haberi aktarmaktır.
3. Gazetecinin üretimi bireysel değil, sosyal bir maldır. Gazeteci, sadece medyaya değil, halka karşı da sorumludur.
4. Gazetecilik, dürüstlük kavramının en yüksek standartlarını korumak zorundadır.
5. Gazetecilik, halkın enforme edilmesine uzanan bir yol olmalıdır.
6. Uluslar arası ve ulusal yasalar çerçevesinde, gazeteci, kişinin özel yaşamı ve onuruna tecavüz etmemelidir.
7. Gazeteci, ulusal topluluklara, demokratik kurumlara ve halkın ahlâksal değerlerine karşı saygılı olmalıdır.
8. Gazeteci, evrensel değerlerin, kültürel farklılıkların bilincinde olmalı; barış, demokrasi, insan hakları, sosyal ilerleme ve ulusal özgürlük kavramlarına bağlı kalmalıdır. Her birey ve topluluğun kendi politik, ekonomik, sosyal ve kültürel sistemini seçip geliştirme hakkı saygı ile karşılanmalıdır.
9. Savaşın ortadan kaldırılması, ırkçılık, sömürgecilik gibi konularda ahlâken mücadele edilmeli; yoksulluk, yetersiz beslenme ve salgın hastalıklara karşı da uğraş verilmelidir.
10. Gazeteci, yeni dünya enformasyon ve iletişim düzeninin tesisi ve kabulü için mücadele etmelidir.


Şüphesiz, gazetecinin, özgürlüğünü koruyabilmesi için, bir takım değerlere gereksinimi vardır.


Kanaatimce, çok zor hayat şartlarına rağmen, sırf maddî çıkarlar ve siyasî ilişkilerin gelişmesi için gazetecilik yapılamaz ve yapılmamalıdır da…


(NOT: Çok sık tekrarladım, yine tekrarlıyorum: Ben, gazeteci değilim, ekmek paramı gazetecilikten kazanmıyorum. Basın mensuplarının hangi zor şartlar altında çalıştığını çok iyi biliyorum ve gerçek basın emekçilerine- gazetecilere sonsuz saygı duyuyorum.)


www.ahmetakyol.net



Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.