Atatürk’ ün vasiyeti denildiğinde genelde onun mal varlığına yönelik bıraktığı vasiyeti anlaşılır.
Bu konu bellidir ve yapılan işlemler tamamlanmıştır.
Oysa bilinen bu vasiyeti ile bıraktıkları, bir Türk yurttaşını doğrudan ilgilendirmez, dolaylı ilgilendirir.
Fakat her Türk’ ü ilgilendiren, ilgilendirmesi gereken, Türk Milleti’ ne bıraktığı miras vardır.
Bu mirasın varlığını kabul eden her aklın, mirasın kullanılmasını düzenleyen bir vasiyetinin olması gerektiğini düşünmesi, araştırması gerekir.
Atatürk’ ün Türk Milleti’ ne vasiyeti vardır.
Kendisi doğrudan “vasiyetimdir” dememiştir ama kazandırdıklarını, yani mirasını emanet ettiği adresi belirtmiştir.
Atatürk, NUTUK’ u bitirirken der ki:
“Saygıdeğer Efendiler, sizi günlerce işgal eden uzun ve ayrıntılı demecim, en nihayet mazi olmuş bir dönemin öyküsüdür. Bunda milletim için ve gelecekteki evlâtlarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek bazı noktalar açıklayabilmişsem kendimi mutlu sayacağım.
Efendiler, bu demecimle, millî varlığı sona ermiş sayılan büyük bir milletin, bağımsızlığını nasıl kazandığını, bilim ve fennin en son esaslarına dayanan millî ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım.
Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen millî felâketlerin yarattığı uyanıklığın eseri ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir.
Bu sonucu, Türk gençliğine emanet ediyorum!” (Prof. Dr. Zeynep Korkmaz, Nutuk, s. 607.) (Düzenlenmiştir.)
Atatürk, millî varlığı, bağımsızlığı ve devleti, Türk gençlerine emanet ediyor.
Millî varlık; milletçe ortak üretilen ve ortak sahip olunan maddî ve manevî unsurlardır.
Vatan, millet, devlet, ekonomik kıymetler ve geçmişten süzülerek gelen ortak kültürdür.
Bağımsızlık, öncelikle devlet unsurlarının vazgeçilmez bir niteliği olmakla beraber diğer dört unsur için de bir koşuldur.
Dolayısıyla Atatürk’ ün emaneti millî varlığımız da denilebilir.
Atatürk, NUTUK’ ta mirasını Türk gençliğine emanet ettiğini söyledikten sonra,
“Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini sonsuza kadar muhafaza ve müdafaa etmektir. Varlığının ve geleceğinin biricik temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir” diye devam eder.
İşte burada mirasını emanet ettiklerinin, mirasına yönelik ne yapacaklarını belirtmektedir ki, bu nedenle “Gençliğe Hitabe” Atatürk’ ün vasiyetidir.
Böyle anlaşılması ve anlatılması hem Türkiye’ nin geleceğinin güvencesi olacak, hem de Atatürk’ ün doğru anlaşılmasını sağlayacaktır.
Ayrıca ülkesine karşı sorumluluk duyanların yolu belirginleşecektir.
Kısacası, Atatürk’ ün Türk Milleti’ ne vasiyeti olan Gençliğe Hitabe, Türk Milleti’ nin ve her bir yurttaşın günü ve geleceği için bir yol haritasıdır.
T.C. Anayasası’ nın 81’inci maddesine göre, TBMM üyeleri, göreve başlarken, Atatürk ilkelerine bağlı kalacaklarına, namus ve şerefleri üzerine yemin ederler.
Atatürk’ ün gösterdiği yolda yürümek onurdur, gururdur!
Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.
NE MUTLU TÜRK’ ÜM DİYENE!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ahmet Akyol
Atatürk’ Ün Vasiyeti
GÜNAYDIN Değerli Okurlar,
Atatürk’ ün vasiyeti denildiğinde genelde onun mal varlığına yönelik bıraktığı vasiyeti anlaşılır.
Bu konu bellidir ve yapılan işlemler tamamlanmıştır.
Oysa bilinen bu vasiyeti ile bıraktıkları, bir Türk yurttaşını doğrudan ilgilendirmez, dolaylı ilgilendirir.
Fakat her Türk’ ü ilgilendiren, ilgilendirmesi gereken, Türk Milleti’ ne bıraktığı miras vardır.
Bu mirasın varlığını kabul eden her aklın, mirasın kullanılmasını düzenleyen bir vasiyetinin olması gerektiğini düşünmesi, araştırması gerekir.
Atatürk’ ün Türk Milleti’ ne vasiyeti vardır.
Kendisi doğrudan “vasiyetimdir” dememiştir ama kazandırdıklarını, yani mirasını emanet ettiği adresi belirtmiştir.
Atatürk, NUTUK’ u bitirirken der ki:
“Saygıdeğer Efendiler, sizi günlerce işgal eden uzun ve ayrıntılı demecim, en nihayet mazi olmuş bir dönemin öyküsüdür. Bunda milletim için ve gelecekteki evlâtlarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek bazı noktalar açıklayabilmişsem kendimi mutlu sayacağım.
Efendiler, bu demecimle, millî varlığı sona ermiş sayılan büyük bir milletin, bağımsızlığını nasıl kazandığını, bilim ve fennin en son esaslarına dayanan millî ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım.
Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen millî felâketlerin yarattığı uyanıklığın eseri ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir.
Bu sonucu, Türk gençliğine emanet ediyorum!” (Prof. Dr. Zeynep Korkmaz, Nutuk, s. 607.) (Düzenlenmiştir.)
Atatürk, millî varlığı, bağımsızlığı ve devleti, Türk gençlerine emanet ediyor.
Millî varlık; milletçe ortak üretilen ve ortak sahip olunan maddî ve manevî unsurlardır.
Vatan, millet, devlet, ekonomik kıymetler ve geçmişten süzülerek gelen ortak kültürdür.
Bağımsızlık, öncelikle devlet unsurlarının vazgeçilmez bir niteliği olmakla beraber diğer dört unsur için de bir koşuldur.
Dolayısıyla Atatürk’ ün emaneti millî varlığımız da denilebilir.
Atatürk, NUTUK’ ta mirasını Türk gençliğine emanet ettiğini söyledikten sonra,
“Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini sonsuza kadar muhafaza ve müdafaa etmektir. Varlığının ve geleceğinin biricik temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir” diye devam eder.
İşte burada mirasını emanet ettiklerinin, mirasına yönelik ne yapacaklarını belirtmektedir ki, bu nedenle “Gençliğe Hitabe” Atatürk’ ün vasiyetidir.
Böyle anlaşılması ve anlatılması hem Türkiye’ nin geleceğinin güvencesi olacak, hem de Atatürk’ ün doğru anlaşılmasını sağlayacaktır.
Ayrıca ülkesine karşı sorumluluk duyanların yolu belirginleşecektir.
Kısacası, Atatürk’ ün Türk Milleti’ ne vasiyeti olan Gençliğe Hitabe, Türk Milleti’ nin ve her bir yurttaşın günü ve geleceği için bir yol haritasıdır.
T.C. Anayasası’ nın 81’inci maddesine göre, TBMM üyeleri, göreve başlarken, Atatürk ilkelerine bağlı kalacaklarına, namus ve şerefleri üzerine yemin ederler.
Atatürk’ ün gösterdiği yolda yürümek onurdur, gururdur!
Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.
NE MUTLU TÜRK’ ÜM DİYENE!