Kurtuluş Savaşı sırasında, Yalova yöresinde yaşayanlar, bir takım çetelerin saldırılarına maruz kalmışlardı. Bunun üzerine yöre halkı da, daha emin bölgelere göç etmişti.
Bölgede kalanlar ve/ veya göçe katılamayanlar üzerinde baskılar, hatta soykırıma varan davranışlar arttı.
Durum, İstanbul’daki İşgal Kuvvetleri Komutanlığı’nın gözünden kaçmıyordu. Komutanlık, bir Araştırma Komisyonu’nun kurulmasına karar verdi.
12 Mayıs 1921 günü bir gemiyle Gemlik’e gelen üyeler Gemlik, Orhangazi, Armutlu Yarımadası’nda meydana gelen olayları yerinde incelediler.
Bu inceleme ve yerinde yapılan tetkikler sonucunda çok sayıda göçmen, gemilerle İstanbul’a nakledildi. Komisyon üyeleri de 20 Mayıs 1921’de son göçmen kafilesiyle İstanbul’a döndüler.
Ne var ki, çetelerin katliamları, Araştırma Komisyon üyelerinin İstanbul’a dönmesinden sonra bütün hızıyla devam etti.
Özellikle Akköy’e gelen Rum çeteciler, bazı kişileri arama bahanesiyle köyü sardılar. Köyün içindeki aramalar sırasında çok sayıda vatandaşımızı öldüren çete mensupları, daha sonra büyük bir gurubu ellerini bağlayarak köyün dışındaki ağaçlık bir alana götürdüler ve büyük bir meşe ağacının dibinde onları kurşuna dizdiler.
Bu kurşuna dizilenler içinde bulunan Halil Kaya, kaçmayı başardı.
O zamanlar 15- 16 yaşlarında olan Hasan Arda, bu sırada katliamın geçtiği yerin biraz ilerisindeki koruda hayvanlarını otlatıyordu, tüm katliamı gördü, daha sonra da gördüklerini anlattı.
Bu katliamdan sonra tekrar köye dönen çete mensupları, köyü yağmaladılar.
Çevre köylerde de katliam ve soygunlar devam ediyordu.
İstanbul’da bulunan İşgal Kuvvetleri Komutanlığı, katliamları duyunca, yeni bir Araştırma Komisyonu kurdu.
Bu yeni Araştırma Komisyonu, 24 Mayıs 1921 günü, önce Akköy’e geldi. Komisyon üyeleri gördüler ki : Evlerin büyük bir kısmı tamamen tahrip edilmiş, kapı, cam- çerçeve diye bir şey kalmamıştı.
Köyün çukurlarında 60 kadar ceset sayıldı.
Araştırma Komisyonu üyeleri, bundan sonra diğer köylere gittiler.
XXX
Olayların üzerinden yıllar geçti.
Bu gün, Akköy ile Yenimahalle arasında yol kenarında, büyük bir meşe ağacının dibinde, kurşuna dizilenlerin topluca gömüldüğü belirtilen bir Şehitlik ve onun hemen civarında, şehitler için yapılmış bir Anıt var.
Vatanın bekası için vücutlarını o anıta malzeme yapan şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyorum.
NOT: 1998 yılında, Akköy Şehitliği’nde, Akköy Şehitlerini Anma Günü’nde, günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yapmış ve o günde belirtmiştim. Bana göre, Akköy’de yapılan katliam, 20-23 Mayıs 1921 tarihlerinde (yani Birinci Araştırma Komisyonu’nun İstanbul’a hareket ettiği 20 Mayıs 1921 ile İkinci Araştırma Komisyonu’nun bölgeye geldiği 24 Mayıs 1921 arasında) yapılmıştır.
(KONU HAKKINDA AYRINTILI BİLGİ VE HATIRALAR, KURTULUŞ SAVAŞI’ NDA YALOVA İSİMLİ KİTABIMDA BULUNMAKTADIR.)
(NOT: Yukarıdaki yazıyı 14 Temmuz 2012 tarihinde bu köşede kaleme almıştım, tek kelimesini değiştirmeden aynen yayımlıyorum. Akköy Şehitleri’nin neden 2 Eylül 2013 günü anıldığını zerrece anlamadım, anlamıyorum.)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ahmet Akyol
Akköy Şehitleri
Kurtuluş Savaşı sırasında, Yalova yöresinde yaşayanlar, bir takım çetelerin saldırılarına maruz kalmışlardı. Bunun üzerine yöre halkı da, daha emin bölgelere göç etmişti.
Bölgede kalanlar ve/ veya göçe katılamayanlar üzerinde baskılar, hatta soykırıma varan davranışlar arttı.
Durum, İstanbul’daki İşgal Kuvvetleri Komutanlığı’nın gözünden kaçmıyordu. Komutanlık, bir Araştırma Komisyonu’nun kurulmasına karar verdi.
12 Mayıs 1921 günü bir gemiyle Gemlik’e gelen üyeler Gemlik, Orhangazi, Armutlu Yarımadası’nda meydana gelen olayları yerinde incelediler.
Bu inceleme ve yerinde yapılan tetkikler sonucunda çok sayıda göçmen, gemilerle İstanbul’a nakledildi. Komisyon üyeleri de 20 Mayıs 1921’de son göçmen kafilesiyle İstanbul’a döndüler.
Ne var ki, çetelerin katliamları, Araştırma Komisyon üyelerinin İstanbul’a dönmesinden sonra bütün hızıyla devam etti.
Özellikle Akköy’e gelen Rum çeteciler, bazı kişileri arama bahanesiyle köyü sardılar. Köyün içindeki aramalar sırasında çok sayıda vatandaşımızı öldüren çete mensupları, daha sonra büyük bir gurubu ellerini bağlayarak köyün dışındaki ağaçlık bir alana götürdüler ve büyük bir meşe ağacının dibinde onları kurşuna dizdiler.
Bu kurşuna dizilenler içinde bulunan Halil Kaya, kaçmayı başardı.
O zamanlar 15- 16 yaşlarında olan Hasan Arda, bu sırada katliamın geçtiği yerin biraz ilerisindeki koruda hayvanlarını otlatıyordu, tüm katliamı gördü, daha sonra da gördüklerini anlattı.
Bu katliamdan sonra tekrar köye dönen çete mensupları, köyü yağmaladılar.
Çevre köylerde de katliam ve soygunlar devam ediyordu.
İstanbul’da bulunan İşgal Kuvvetleri Komutanlığı, katliamları duyunca, yeni bir Araştırma Komisyonu kurdu.
Bu yeni Araştırma Komisyonu, 24 Mayıs 1921 günü, önce Akköy’e geldi. Komisyon üyeleri gördüler ki : Evlerin büyük bir kısmı tamamen tahrip edilmiş, kapı, cam- çerçeve diye bir şey kalmamıştı.
Köyün çukurlarında 60 kadar ceset sayıldı.
Araştırma Komisyonu üyeleri, bundan sonra diğer köylere gittiler.
XXX
Olayların üzerinden yıllar geçti.
Bu gün, Akköy ile Yenimahalle arasında yol kenarında, büyük bir meşe ağacının dibinde, kurşuna dizilenlerin topluca gömüldüğü belirtilen bir Şehitlik ve onun hemen civarında, şehitler için yapılmış bir Anıt var.
Vatanın bekası için vücutlarını o anıta malzeme yapan şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyorum.
NOT: 1998 yılında, Akköy Şehitliği’nde, Akköy Şehitlerini Anma Günü’nde, günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yapmış ve o günde belirtmiştim. Bana göre, Akköy’de yapılan katliam, 20-23 Mayıs 1921 tarihlerinde (yani Birinci Araştırma Komisyonu’nun İstanbul’a hareket ettiği 20 Mayıs 1921 ile İkinci Araştırma Komisyonu’nun bölgeye geldiği 24 Mayıs 1921 arasında) yapılmıştır.
(KONU HAKKINDA AYRINTILI BİLGİ VE HATIRALAR, KURTULUŞ SAVAŞI’ NDA YALOVA İSİMLİ KİTABIMDA BULUNMAKTADIR.)
(NOT: Yukarıdaki yazıyı 14 Temmuz 2012 tarihinde bu köşede kaleme almıştım, tek kelimesini değiştirmeden aynen yayımlıyorum. Akköy Şehitleri’nin neden 2 Eylül 2013 günü anıldığını zerrece anlamadım, anlamıyorum.)
ATATÜRK DİYOR Kİ:
“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…”
www.ahmetakyol.net
www.facebook.com/ahmet.akyol.1422