Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

32 Yıl Sonra İşkence Raporu İstendi

12 Eylül Askeri Darbesi sonrasında işkence gördüğünü iddia ederek dönemin askeri yöneticilerine suç duyurusunda bulunan Şair-Yazar Yılmaz Odabaşı, Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından işkence izlerinin saplanması için Adli Tıp Kurumu’na sevk edi

Haber Giriş Tarihi: 22.02.2012 00:00
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak: Haber Merkezi
yalovamiz.com
32 Yıl Sonra İşkence Raporu İstendi

Şair-Yazar Yılmaz Odabaşı, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla Yalova Cumhuriyet Savcılığı’na ifade vermeye gitti. Dönemin askeri yöneticileri ile ilgili 19 Eylül 2010 tarihinde suç duyurusunda bulunan Yazar Odabaşı, Savcı Derya Karslıoğlu’na ifade verdi.

Yaklaşık 8 ay önce devlet hastanesine dönemin işkence izlerini tespiti için sevk edilen Odabaşı, savcı tarafından bu kez İstanbul’un Bakırköy ilçesinde bulunan Adli Tıp Kurumu’na sevk edildi. Konuyla ilgili gazetecilere açıklama yapan Yazar Odabaşı, “Darbeyi gerçekleştiren Kenan Evren başta olmak üzere, dönemin 7. Kol Ordu Komutanı Kemal Yamak, Diyarbakır Cezaevi İç Güvenlik Amiri Esat Oktay Yıldıran gibi isimler hakkında davacı olmuştum. Savcı Derya Karslıoğlu, bana işkence yapanları teşhis etmemi, isim unvan ve kanıt sunmam gerektiğini söyledi” dedi.

Kendisine işkence yapanları tespit etmesinin mümkün olamayacağını kaydeden Odabaşı, şöyle konuştu: “Zaten gözlerimizin bağlandığı ve işkenceye dair tüm kanıtların yok edildiği bir toplumsal, siyasi süreç olduğu için davacı olduk. Fakat savcı hanım her isteyenin şikâyetçi olamayacağını ve 20’ye yakın siyah-beyaz subay ve er fotoğraflarından şahsıma işkence yapanları tespit etmemi söyledi. Fakat fotoğrafların tümü silik siluet halinde olduğu ve aradan 32 yıl geçtiği için teşhis edemedim. Yapandan çok yaptıranın suçlu olduğuna inandığımı, yaptıranların da Kenan Evren, Tahsin Şahinkaya, Kemal Yamak ve Esat Oktay Yıldıran gibi isimleri beyan etmiş olmama rağmen bunu kanıt sayılamayacağını söylediler”

24 Şubat Cuma Günü Adli Tıp Kurumu’na giderek rapor alacağını kaydeden Odabaşı, “32 yıl aradan sonra 2. kez işkence yapılıp yapılmadığına dair adli tıpa sevk edilmem davanın trajikomik bir hal aldığının göstergesi. Bu bir bireysel dava değil, toplumsal bir davadır. Ahmet’in Mehmet’în kaşını gözünü tespit etme meselesi değildir. Gözümüz bağlı işkencelerde bizim o yıllara dair kanıt sunma hakkımız yok. Herkesten bireysel bir kanıt istense 12 Eylül’e dair bir dava açılması söz konusu olamaz. Gözünü bağlayarak işkence yaptığı insanda kim kanıt bırakır ki? 32 yıl aradan sonra durmadan beni niye doktora gönderiyorlar?” diye konuştu.

Odabaşı 12 Eylül’de gördüğü işkenceden dolayı vücudunda 2 kesik izinin halen durduğunu da sözlerine ekledi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.