CHP Milletvekili İnce bugün TBMM de bir basın toplantısı düzenleyerek, Meslek Liselerinin ilgili Mühendislik alanlarına girememesi sorununu gündeme getirerek, İmam_Hatip Liseleri için böyle bir
Haber Giriş Tarihi: 13.06.2005 00:00
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak:
Haber Merkezi
yalovamiz.com
CHP Milletvekili İnce bugün TBMM de bir basın toplantısı düzenleyerek, Meslek Liselerinin ilgili Mühendislik alanlarına girememesi sorununu gündeme getirerek, İmam_Hatip Liseleri için böyle bir mağduriyetin olmadığını söyledi. Lise eğitimin dört yıla çıkartılmasında karşılaşılacak en önemli sorunun alt yapı yetersizliği olacağını sözlerine ekleyen İnce “Liselerin dört yıla çıkarılması projesi, sadece öğrenim süresinin artırılması değildir. Beraberinde liselerin yapısında da değişimler öngörmektedir” dedi.
İnce’nin konuya ilişkin 7 maddelik saptaması şöyle:
1- İlke olarak eğitim süresinin uzatılmasını doğru buluyoruz. Ancak yapılması gereken liselerin dört yıla çıkarılması değil, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasıdır. Milli Eğitim Bakanlığınca alınan bu karar için AB gerekçe gösterilmektedir. Diploma denkliği konusunda AB ülkeleriyle uzun zamandır sorunlar yaşandığı bilinmektedir. Liselerin 4 yıla çıkartılması söz konusu diploma denkliği sorununu ortadan kaldırmayacaktır. Örneğin 3 yaşından 18 yaşına kadar zorunlu eğitimi gerçekleştiren bir ülkenin diploması (Fransa ve Belçika gibi) bizim okullarımızdan verilen diploma yine eşdeğer kabul edilmeyecektir. AB ülkelerinde zorunlu eğitimin son yaşı 14-18 olarak değişmektedir. Zorunlu eğitim süreleri Belçika ve Fransa’da 15 yıl, Hollanda’da 14 yıl; Danimarka, İsveç, İspanya’da 13 yıl; Almanya, İngiltere, İrlanda, Lüksemburg ve İtalya’da 12 yıldır. Belçika ve Fransa’da 3-17, İngiltere ve Lüksemburg’ta 4-15 yaş grubu eğitim almaktadır. Bizde ise 1997-98 eğitim-öğretim yılından bu yana 6-14 yaş grubu zorunlu eğitim almaktadır.
2- Lise eğitimin dört yıla çıkartılmasında karşılaşılacak en önemli sorun altyapı yetersizliğidir. 2004-2005 öğretim yılında Ortaöğretimde toplam 3.039.449 öğrenci okumakta, 167 949 öğretmen görev yapmakta. 6837 okulda toplam 88.874 derslikte ders yapılmaktadır. Buna göre, 30 öğrenciyi esas alırsak 101314 dersliğin olması gerekiyor. Sonuç olarak bugün 12440 dersliğe daha ihtiyaç bulunmaktadır. (15 Kasım 2004 tarihinde AA’nın Bakanlık yetkililerine dayanarak yaptığı bir haberde 12813 dersliğe ihtiyaç olduğu belirtilmişti.) Kaldı ki çoğu okullarımızda yeterli ortak paylaşım alanları (laboratuar, kütüphane, tuvalet vb) öğretimi tamamlayan donatılar bulunmamaktadır. Yukarıda ki sayılar ortalamalar dikkate alınarak yapılmıştır. Halbuki bizim okullarımızda eşitsiz öğrenci dağılımı bulunmaktadır. Örneğin Ankara’da ortaöğretimde sınıf başına düşen öğrenci sayısı 36 olarak açıklanmıştır. Bu sayı Diyarbakır’da 45’e yükselmektedir. Geçen yıl, genel liseler için İstanbul'da 2 bin 496, Ankara'da 961, İzmir'de 840 dersliğe ihtiyaç duyulduğu dile getirilmiş ve bu açığın kapatılması için 1 katrilyon 330 trilyon lira kaynak gerektiği belirtilmiştir. Ne yazık ki bu kaynak 2005 bütçesine konmamıştır. Bu projenin uygulanmasıyla birlikte okulların fiziki kapasitesi aynıyken öğrenci sayısı artacak demektir. Örneğin bir 2000 öğrencili bir lisede son sınıfta okuyan öğrenci sayısı 400 olduğu düşünülürse bu kez 2400 olacaktır. Böyle bir okulda, 400 kişilik bir fiziki kapasite artırma yoluna gidilmesi gerekmektedir. Bu uygulamayla ders saatleri de artacağından ortaöğretimde bazı temel branşlarda öğretmen açığı ortaya çıkacaktır. Bunun için Bakanlık yeni öğretmen kadrolarına ihtiyaç duyacaktır. Maliye Bakanlığının sınırlı sayıda kadro verdiği düşünülürse, öğretmen açığının nasıl giderileceği açıklığa kavuşturulmalıdır.
3- Lise eğitiminin bu şekilde dört yıla çıkarılmasının ortaya çıkaracağı bir diğer sorun ise ortaöğretime kayıt sayısının azalması olacaktır. Geçen yıl Milli Eğitim Bakanlığı (6-7 Ağustos 2004) Doğu ve Güneydoğu illerinde yaptırdığı araştırmanın sonuçlarını açıklamıştı. Bu araştırmaya göre Şırnak başta olmak üzere Ağrı, Van ve Kars'ta öğrencilerin neredeyse yarısı ilköğretimden sonra eğitim yaşamını noktalıyor. Eğitim yaşamının ilkokuldan sonra sona erdiği iller arasında Şırnak ilk sırada yer alıyor. Doğu ve Güneydoğu'daki illerde ilköğretimi bitiren öğrencilerin neredeyse yarısı ortaöğretime devam etmiyor. Şırnak'ta ilköğretimden mezun olanların yüzde 50'si, Ağrı'da yüzde 49'u, Van ve Kars'ta da yüzde 48'i ortaöğretime kayıt yaptırmıyor. Bitiren her iki öğrenciden birinin ortaöğretime kayıt yaptırmadığını ortaya koydu. Rapora göre, ilköğretimi bitirdikten sonra ortaöğretime kayıt yaptırmayan öğrenci sayısının en fazla olduğu il Şırnak. Bu ilde ilköğretim mezunlarının yarısı öğrenimine devam etmiyor. Şırnak'ı sırasıyla Ağrı, Van ve Kars izliyor. Bu illerde de öğrencilerin neredeyse yarısı ilköğretimden sonra eğitim yaşamını noktalıyor. Türkiye geneline bakıldığında; ilköğretim kurumlarını bitiren 175 bin öğrenci ortaöğretime devam etmiyor. Bu öğrencilerin toplam ortaöğretim öğrencilerine oranı %16,5. Kayıt yaptırmayan her 16 öğrenciden 10'u kız, 6'sı erkek.
4- Liselerin dört yıla çıkarılması projesi, sadece öğrenim süresinin artırılması değildir. Beraberinde liselerin yapısında da değişimler öngörmektedir. Bunlardan ilki, 10. sınıfa gelindiğinde meslek lisesi öğrencilerine genel liselere geçebilme hakkının verilmesidir. Bu geçiş hakkının tüm öğrencilere tanınması doğru değildir. Bizim gibi mesleki eğitimi özendirmesi gereken bir ülkede bunun tersinin yapılması gerekir. Bu uygulamada ister istemez akla İmam-Hatip Liseleri gelmektedir. Hükümetin İmam-Hatip Liseleri’ni genel liseler gibi değerlendirdiğini biliyoruz. Bunun en son örneği Anadolu İmam-İmam Hatipleri liseleri için çıkarılan yönetmeliktir.( 20.05.2005 tarihli Resmi Gazete) Bu yönetmelikle Anadolu İmam-Hatip liselerinin amacı belirtilmemiş, tıpkı Genel Anadolu liseleri gibi değerlendirilmiştir. İkincisi hazırlık sınıflarının kaldırılmasıdır. Bilindiği üzere hazırlık sınıflarında öğrencilere yabancı dil eğitimi verilmekteydi. Gerekçe olarak ise bu sınıflarda yeterli yabancı dil öğreniminin gerçekleştirilemediği gösterilmektedir ki bu doğru değildir. Yabancı dil öğretiminde esas olan yoğunlaşmadır. Bu uygulamayla yoğunlaştırılmış yabancı dil eğitimi yerine yaygınlaştırılmış yabancı dil eğitimine geçilmek istenmektedir. Bu uygulama daha önce denenmiş ve başarısız olmuş eski uygulamaya geri dönüş anlamına gelmektedir. Geçmişte ders saati arttırılmış, hatta bir ara okulöncesi eğitime dahi yabancı dil dersi konmuştur. Ama başarı elde edilememiştir. Milli Eğitim Bakanlığı Anadolu Liselerinin hazırlık sınıflarında yabancı dil öğrenimi yapılamadığına dair görüşünü hangi araştırmaya ve verilere dayanarak ilan etmektedir? Bu konuda bir açıklama yapmak durumundadır. Madem ki hazırlık sınıflarında yabancı dil öğrenilememekte o zaman neden özel liselerin hazırlık sınıfı açmalarına izin verilmektedir? Açıkça görülüyor ki bu uygulamayla dil öğrenmek isteyenlerin özel liselere gitmesi teşvik edilmektedir. Böyle bir uygulama devlet eliyle eşitsizlik yaratmak anlamına gelmektedir.
5- Bu proje 2005-2006 öğretim yılında uygulanamaz. Birinci neden; liselere giriş sınavı yapılmıştır ve sınavlar yok sayılamaz. Öğrenciler bu sınava hazırlanırken yabancı dil eğitimi alacaklarını bilerek hazırlanmışlardır. İkinci neden; Milli Eğitim Bakanlığı önümüzdeki yıl yeni ortaöğretim müfredatını pilot okullarda uygulamaya başlayacaktır. Bu durumda 10. sınıfa gelen öğrencilere aynı dersin devamı için bu kez ayrı bir müfredatın uygulanması pedagojik açıdan savunulamaz.
6- Liselerin dört yıla çıkarılması ile üniversite önündeki yığılmanın azaltılacağı düşüncesi tümüyle yanlıştır. Üniversitelerin lisans, ön lisans ve özel yetenek bölümlerine toplam 396241 öğrenci alındı. Buna karşılık başvuru yapan aday sayısı 1 milyon 902 olmuştu. Bu yılda alınacak öğrenci sayısı aşağı yukarı bu kadar olacaktır. Üniversitelerin önündeki yığılmanın sıfırlanması için dört yıl liselerimizin hiç mezun vermemesi gerekir. Böyle bir şey mümkün olmadığına göre, liselerin dört yıla çıkartılmasının üniversiteye girişle ilişkilendirilmesi gerçekçi değildir.
7- Böylesine önemli bir değişimin kamuoyumuzda tartışılmaksızın kabul edilmesi, eğitimde en çok gereksinim duyduğumuz uzlaşma ihtiyacının görmezlikten gelinmesi demektir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İnce’den Liselerin 4 Yıla Çıkartılmasına İlişkin Açıklaması
CHP Milletvekili İnce bugün TBMM de bir basın toplantısı düzenleyerek, Meslek Liselerinin ilgili Mühendislik alanlarına girememesi sorununu gündeme getirerek, İmam_Hatip Liseleri için böyle bir
CHP Milletvekili İnce bugün TBMM de bir basın toplantısı düzenleyerek, Meslek Liselerinin ilgili Mühendislik alanlarına girememesi sorununu gündeme getirerek, İmam_Hatip Liseleri için böyle bir mağduriyetin olmadığını söyledi. Lise eğitimin dört yıla çıkartılmasında karşılaşılacak en önemli sorunun alt yapı yetersizliği olacağını sözlerine ekleyen İnce “Liselerin dört yıla çıkarılması projesi, sadece öğrenim süresinin artırılması değildir. Beraberinde liselerin yapısında da değişimler öngörmektedir” dedi.
İnce’nin konuya ilişkin 7 maddelik saptaması şöyle:
1- İlke olarak eğitim süresinin uzatılmasını doğru buluyoruz. Ancak yapılması gereken liselerin dört yıla çıkarılması değil, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasıdır. Milli Eğitim Bakanlığınca alınan bu karar için AB gerekçe gösterilmektedir. Diploma denkliği konusunda AB ülkeleriyle uzun zamandır sorunlar yaşandığı bilinmektedir. Liselerin 4 yıla çıkartılması söz konusu diploma denkliği sorununu ortadan kaldırmayacaktır. Örneğin 3 yaşından 18 yaşına kadar zorunlu eğitimi gerçekleştiren bir ülkenin diploması (Fransa ve Belçika gibi) bizim okullarımızdan verilen diploma yine eşdeğer kabul edilmeyecektir. AB ülkelerinde zorunlu eğitimin son yaşı 14-18 olarak değişmektedir. Zorunlu eğitim süreleri Belçika ve Fransa’da 15 yıl, Hollanda’da 14 yıl; Danimarka, İsveç, İspanya’da 13 yıl; Almanya, İngiltere, İrlanda, Lüksemburg ve İtalya’da 12 yıldır. Belçika ve Fransa’da 3-17, İngiltere ve Lüksemburg’ta 4-15 yaş grubu eğitim almaktadır. Bizde ise 1997-98 eğitim-öğretim yılından bu yana 6-14 yaş grubu zorunlu eğitim almaktadır.
2- Lise eğitimin dört yıla çıkartılmasında karşılaşılacak en önemli sorun altyapı yetersizliğidir. 2004-2005 öğretim yılında Ortaöğretimde toplam 3.039.449 öğrenci okumakta, 167 949 öğretmen görev yapmakta. 6837 okulda toplam 88.874 derslikte ders yapılmaktadır. Buna göre, 30 öğrenciyi esas alırsak 101314 dersliğin olması gerekiyor. Sonuç olarak bugün 12440 dersliğe daha ihtiyaç bulunmaktadır. (15 Kasım 2004 tarihinde AA’nın Bakanlık yetkililerine dayanarak yaptığı bir haberde 12813 dersliğe ihtiyaç olduğu belirtilmişti.) Kaldı ki çoğu okullarımızda yeterli ortak paylaşım alanları (laboratuar, kütüphane, tuvalet vb) öğretimi tamamlayan donatılar bulunmamaktadır. Yukarıda ki sayılar ortalamalar dikkate alınarak yapılmıştır. Halbuki bizim okullarımızda eşitsiz öğrenci dağılımı bulunmaktadır. Örneğin Ankara’da ortaöğretimde sınıf başına düşen öğrenci sayısı 36 olarak açıklanmıştır. Bu sayı Diyarbakır’da 45’e yükselmektedir. Geçen yıl, genel liseler için İstanbul'da 2 bin 496, Ankara'da 961, İzmir'de 840 dersliğe ihtiyaç duyulduğu dile getirilmiş ve bu açığın kapatılması için 1 katrilyon 330 trilyon lira kaynak gerektiği belirtilmiştir. Ne yazık ki bu kaynak 2005 bütçesine konmamıştır. Bu projenin uygulanmasıyla birlikte okulların fiziki kapasitesi aynıyken öğrenci sayısı artacak demektir. Örneğin bir 2000 öğrencili bir lisede son sınıfta okuyan öğrenci sayısı 400 olduğu düşünülürse bu kez 2400 olacaktır. Böyle bir okulda, 400 kişilik bir fiziki kapasite artırma yoluna gidilmesi gerekmektedir. Bu uygulamayla ders saatleri de artacağından ortaöğretimde bazı temel branşlarda öğretmen açığı ortaya çıkacaktır. Bunun için Bakanlık yeni öğretmen kadrolarına ihtiyaç duyacaktır. Maliye Bakanlığının sınırlı sayıda kadro verdiği düşünülürse, öğretmen açığının nasıl giderileceği açıklığa kavuşturulmalıdır.
3- Lise eğitiminin bu şekilde dört yıla çıkarılmasının ortaya çıkaracağı bir diğer sorun ise ortaöğretime kayıt sayısının azalması olacaktır. Geçen yıl Milli Eğitim Bakanlığı (6-7 Ağustos 2004) Doğu ve Güneydoğu illerinde yaptırdığı araştırmanın sonuçlarını açıklamıştı. Bu araştırmaya göre Şırnak başta olmak üzere Ağrı, Van ve Kars'ta öğrencilerin neredeyse yarısı ilköğretimden sonra eğitim yaşamını noktalıyor. Eğitim yaşamının ilkokuldan sonra sona erdiği iller arasında Şırnak ilk sırada yer alıyor. Doğu ve Güneydoğu'daki illerde ilköğretimi bitiren öğrencilerin neredeyse yarısı ortaöğretime devam etmiyor. Şırnak'ta ilköğretimden mezun olanların yüzde 50'si, Ağrı'da yüzde 49'u, Van ve Kars'ta da yüzde 48'i ortaöğretime kayıt yaptırmıyor. Bitiren her iki öğrenciden birinin ortaöğretime kayıt yaptırmadığını ortaya koydu. Rapora göre, ilköğretimi bitirdikten sonra ortaöğretime kayıt yaptırmayan öğrenci sayısının en fazla olduğu il Şırnak. Bu ilde ilköğretim mezunlarının yarısı öğrenimine devam etmiyor. Şırnak'ı sırasıyla Ağrı, Van ve Kars izliyor. Bu illerde de öğrencilerin neredeyse yarısı ilköğretimden sonra eğitim yaşamını noktalıyor.
Türkiye geneline bakıldığında; ilköğretim kurumlarını bitiren 175 bin öğrenci ortaöğretime devam etmiyor. Bu öğrencilerin toplam ortaöğretim öğrencilerine oranı %16,5. Kayıt yaptırmayan her 16 öğrenciden 10'u kız, 6'sı erkek.
4- Liselerin dört yıla çıkarılması projesi, sadece öğrenim süresinin artırılması değildir. Beraberinde liselerin yapısında da değişimler öngörmektedir. Bunlardan ilki, 10. sınıfa gelindiğinde meslek lisesi öğrencilerine genel liselere geçebilme hakkının verilmesidir. Bu geçiş hakkının tüm öğrencilere tanınması doğru değildir. Bizim gibi mesleki eğitimi özendirmesi gereken bir ülkede bunun tersinin yapılması gerekir. Bu uygulamada ister istemez akla İmam-Hatip Liseleri gelmektedir. Hükümetin İmam-Hatip Liseleri’ni genel liseler gibi değerlendirdiğini biliyoruz. Bunun en son örneği Anadolu İmam-İmam Hatipleri liseleri için çıkarılan yönetmeliktir.( 20.05.2005 tarihli Resmi Gazete) Bu yönetmelikle Anadolu İmam-Hatip liselerinin amacı belirtilmemiş, tıpkı Genel Anadolu liseleri gibi değerlendirilmiştir. İkincisi hazırlık sınıflarının kaldırılmasıdır. Bilindiği üzere hazırlık sınıflarında öğrencilere yabancı dil eğitimi verilmekteydi. Gerekçe olarak ise bu sınıflarda yeterli yabancı dil öğreniminin gerçekleştirilemediği gösterilmektedir ki bu doğru değildir. Yabancı dil öğretiminde esas olan yoğunlaşmadır. Bu uygulamayla yoğunlaştırılmış yabancı dil eğitimi yerine yaygınlaştırılmış yabancı dil eğitimine geçilmek istenmektedir. Bu uygulama daha önce denenmiş ve başarısız olmuş eski uygulamaya geri dönüş anlamına gelmektedir. Geçmişte ders saati arttırılmış, hatta bir ara okulöncesi eğitime dahi yabancı dil dersi konmuştur. Ama başarı elde edilememiştir. Milli Eğitim Bakanlığı Anadolu Liselerinin hazırlık sınıflarında yabancı dil öğrenimi yapılamadığına dair görüşünü hangi araştırmaya ve verilere dayanarak ilan etmektedir? Bu konuda bir açıklama yapmak durumundadır. Madem ki hazırlık sınıflarında yabancı dil öğrenilememekte o zaman neden özel liselerin hazırlık sınıfı açmalarına izin verilmektedir? Açıkça görülüyor ki bu uygulamayla dil öğrenmek isteyenlerin özel liselere gitmesi teşvik edilmektedir. Böyle bir uygulama devlet eliyle eşitsizlik yaratmak anlamına gelmektedir.
5- Bu proje 2005-2006 öğretim yılında uygulanamaz. Birinci neden; liselere giriş sınavı yapılmıştır ve sınavlar yok sayılamaz. Öğrenciler bu sınava hazırlanırken yabancı dil eğitimi alacaklarını bilerek hazırlanmışlardır. İkinci neden; Milli Eğitim Bakanlığı önümüzdeki yıl yeni ortaöğretim müfredatını pilot okullarda uygulamaya başlayacaktır. Bu durumda 10. sınıfa gelen öğrencilere aynı dersin devamı için bu kez ayrı bir müfredatın uygulanması pedagojik açıdan savunulamaz.
6- Liselerin dört yıla çıkarılması ile üniversite önündeki yığılmanın azaltılacağı düşüncesi tümüyle yanlıştır. Üniversitelerin lisans, ön lisans ve özel yetenek bölümlerine toplam 396241 öğrenci alındı. Buna karşılık başvuru yapan aday sayısı 1 milyon 902 olmuştu. Bu yılda alınacak öğrenci sayısı aşağı yukarı bu kadar olacaktır. Üniversitelerin önündeki yığılmanın sıfırlanması için dört yıl liselerimizin hiç mezun vermemesi gerekir. Böyle bir şey mümkün olmadığına göre, liselerin dört yıla çıkartılmasının üniversiteye girişle ilişkilendirilmesi gerçekçi değildir.
7- Böylesine önemli bir değişimin kamuoyumuzda tartışılmaksızın kabul edilmesi, eğitimde en çok gereksinim duyduğumuz uzlaşma ihtiyacının görmezlikten gelinmesi demektir.
En Çok Okunan Haberler