"Kadın Toplumda Yok Sayılıyor"

Kadına Karşı Şiddete Son Uluslararası Günü dolayısıyla bir açıklama yapan Yalova Kadın Eğitim Kültür Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mukadder Silahtaroğlu tecavüze uğrayan kadının tecavüzcüsü ile evlendirilmesi yasa teklifini eleştirdi.

Haber Giriş Tarihi: 01.01.1970 02:00
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
yalovamiz.com

Yalova Kadın Eğitim Kültür Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mukadder Silahtaroğlu Kadına Karşı Şiddete Son Uluslararası Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi, "Kadınlar, şiddete maruz kalan, tecavüze uğrayan, çalışma hakkı elinden alınan, öldürülen kadınlar. Açlığı, yoksulluğu, şiddeti ve istismarı çeken  kadınlar . Eğitim almamış insanların büyük çoğunluğu yine kadınlar. Erkeklere oranla daha az ücretle çalışan, ekonomik krizlerde işten ilk önce çıkarılan yine kadınlar . Şiddet gördükleri için kendi hayatlarına son vermek isteyen kadınlar. Töre ve namus cinayetlerine kurban giden kadınlar.  Sosyal güvenceleri olmayan, Karar alma mekanizmalarında neredeyse yok gibi olan kadınlar. Nerelerdesiniz….Nerelerdeyiz. Kadınlar hep yaşama güvencesi, karın tokluğu ve kaliteli yaşam için mücadele ettiler. Emeklerinin hakkını almak istediler. Temel insan haklarının kullanılması için eşitlik ve kendilerini geliştirmelerine olanak tanınmasını istediler. Seçme ve seçilme hakkı istediler. Türkiye’de kadınlarımız o kadar dertli ki; bu özel gün onca derdin arasında belki akıllarına bile gelmiyor. Biz kadınlar hakkımızı aramak için bir araya gelmeliyiz. Her zaman dayanışma içinde olmalı ve mücadelemizi hiçbir zaman bırakmamalıyız. Bir de son günlerde görsel ve yazılı basından da duyduğumuz cinsel tacizler var. Yasalarımız ve geleneklerimiz böyle istismarlar için suç diyorsa bu Suçtur.  Hiçbir şekilde affı söz konusu bile olamaz. İçerde yatan kişiler bu eylemi yaparken bunun suç olduğunu biliyorlardı ve bu çirkin eylemleri bilerek yaptılar. Dolayısıyla; Bir çocuğa, yetişkine veya herhangi bir canlıya tecavüz edilip edilmeyeceği bir tartışma konusu değildir. Bu durum bir fikir ya da bir tercih değildir; bu alenen, tartışma kabul etmez bir suçtur!! Tecavüzcüyle evlenmek zorunda bırakılmak tecavüzcüye bir ödül, mağdura yaşam boyu cezadır! 1999 yılında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 25 Kasım’ı 'Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü' ilan etti.  25 Kasım 1960’ta Dominik Cumhuriyeti’nde 3 kız kardeşin diktatörlüğe karşı mücadele vermesi  ve öldürülmesi sonucunda bu üç kız kardeşi anmak için Kadına yönelik şiddetle mücadele gününün 25 Kasım olması kararlaştırılmıştır. Daha sonra 1981 yılında, Latin Amerika ve Karayipler’ deki kadın örgütleri 25 Kasım’ı “Kadına Karşı Şiddete Son Uluslararası Günü” ilan ettiler. BM de, bu geleneğe sahip çıktı ve 25 Kasım’ın uluslararası düzeyde kadına yönelik şiddetle mücadele günü olmasını sağladı. Ve  her 25 Kasım’da tüm ülkelerde çeşitli etkinlikler düzenleyerek, kadına yönelik şiddet konusunun tartışılmasını, gündeme gelmesini  sağladı. Kadınlara uygulanan şiddet türleri ise: Fiziksel Şiddet, Ekonomik Şiddet, Cinsel Şiddet, Duygusal Şiddet, Sözel Şiddettir. Birleşmiş Milletler Kadınlara Yönelik Şiddetin Önlenmesi Bildirgesi kadınlara yönelik şiddeti; "ister kamusal isterse özel yaşamda meydana gelsin, kadınlara fiziksel, cinsel veya psikolojik acı veya ıstırap veren veya verebilecek olan cinsiyete dayanan bir eylem veya bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma" olarak tanımlar. Hatta son yorumlamalarında da yukarıda da belirtildiği gibi "kurbanı ekonomik ihtiyaçlardan yoksun bırakmak “ eylem ide eklenmiştir. Kadınlara yönelik şiddet, kadınların ve kızların insan haklarının ihlal edilmesidir. Maddi ve manevi tüm haklar, ifade özgürlüğü, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, çalışma hakkı, eğitim hakkı gibi hak ihlallerini de içine almaktadır. Türkiye’de kadına yönelik şiddetin boyutlarını anlamak için yapılan çalışmaların sonuçları:  Tüm kadınların % 25'i Fiziksel şiddete uğruyor. Şiddete uğrayan kadınların %75'i eşi tarafından şiddete uğruyor. Cinayet sonucu ölen kadınların %40-70 eşi tarafından öldürülüyor.Tecavüze uğrayanların %50 si 18 yaş altında ve bunlardan %90  kız çocuktur. Her 4 kız çocuktan biri cinsel şiddete uğruyor. Daha çok 7-9 yaş arası çocuklar cinsel şiddete uğruyor.

5-10 yaş arası çocukların %55'i ensest mağdurudur. 10-16 yaş arası çocukların %40 ensest mağdurudur. Cinsel saldırganların %75'i tanıdık biridir.  Ensest olaylarında faillerin %50'si öz baba ve sırasıyla amcalar enişteler, ağabeyler, dedeler ve dayılardır. Acil yardım hattını arayan kadınların % 57'si fiziksel şiddete, % 46,9'u cinsel şiddete, % 14,6'sı ensest ve % 8,6'sı tecavüze maruz kalmıştır. Orta ve üst sınıf kadınların % 63,5'unun cinsel tacizin bir türüne maruz kaldığı bilgisi de mevcuttur. İstatistiki rakamlar da gösteriyor ki  kadınların durumu hiç de iç açıcı değil hatta vahimdir. Kadınların bunları kaderleri olarak görmemeleri, çaresizlik içinde kalmamaları , maddi manevi her türlü şiddette yardım alacakları kurum , kuruluş ve yasaları öğrenmeleri gerekmektedir"