Yalova Baro Başkanı Hakan Gergeroğlu, “insan hakları, adalet, eşitlik için verilen mücadelenin olduğu her gün avukatın var olduğu gündür”dedi.
Avukatlar Günü 15 Temmuz Demokrasi ve Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilen törenle kutlandı. Baroya bağlı avukatların yoğun katılım gösterdiği törende Atatürk Anıtına Baro Başkanı Hakan Gergeroğlu tarafından çelenk sunuldu. Saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşı’nın okunması sonrasında kürsüye gelen Gergeroğlu günün anlam ve önemine yönelik bir konuşma gerçekleştirdi. Sözlerine, “Mesleğimize ve halka yapılan otoriter baskılara hayır deme reflekslerimiz vardır bizim, adaletsizliğe, işkenceye, zalimliğe dur demek bizim doğamızda vardır” diyerek başlayan Gergeroğlu sözlerine şu şekilde devam etti, “Bugün 5 Nisan Avukatlar günü, insan hakları, adalet, eşitlik için verilen mücadelenin olduğu her gün avukatın var olduğu gündür. Bu mücadele mesleğimizin varoluş nedenidir. Yüzlerce yıldan bu yana mesleğimizin biriktirdiği tecrübe avukatların doğal reflekslerini oluşturmuştur. Mesleğimize ve halka yapılan otoriter baskılara hayır deme reflekslerimiz vardır bizim, adaletsizliğe, işkenceye, zalimliğe dur demek bizim doğamızda vardır. Halkın hak arama özgürlüğü avukatın dilinde, kaleminde can bulur. Avukatın olmadığı bir yargılamada adil yargılamadan söz etmek mümkün değildir. Savunma görmezden gelinmiş, engellenmişse yargının adil olduğuna kim inanabilir. Adaletin olmadığına inanan bir halkın huzurlu ve mutlu olması mümkün değildir. Tarih bize göstermiştir ki siyaseti kullanan güç, yargıyı, halkı korumak için bir kalkandan ziyade onu baskı altına almak için bir mızrak gibi kullanma çabası içine girmiştir. Avukatlar bu mücadelede hiçbir zaman siyasetin ne arkasında nede yanında yer almamıştır, tam aksine halkın önünde, mızrağın ucunda mücadelesini vermiştir. Bu mücadeleyi maddi değerler için yaptığımızı zannedenler yanılırlar, bu bizim için meslek onurunun mücadelesidir. Biz avukatlar biliriz ki, halk için mücadele edilecek bir hak kalmadığında bizlerde yok oluruz. Her dönemde siyasetin yargıya hükmetme arzusunu yok etmek mümkün değildir. Yargının siyaset denetimine girmesi kuvvetler ayrılığı ve adaleti yitirme sonucunu doğuracaktır. Bunun sonucu kendini yargı denetimi dışında tutan siyasetin kendi kontrolsüz gücü ile yozlaşacağı, demokrasi ve hukuku yok sayacağı tarihte ki birçok örneği ile beklenen sonuçtur. Siyasetin yargı yoluyla halk ve devlet üzerinde baskı kurma isteği adalet ve insan haklarına inanan yargı çalışanları ile engellenmelidir. Yargı siyasetten talimat alamaz. Ergenekon ve balyoz davalarında görüldüğü üzere, yargıdan önce davanın savcılığına soyunan siyasetçilere sırtını dayayan yargı çalışanları bu gün aynı siyasetin talimatıyla sanık olarak yargılanmaktadırlar. Biz avukatlar her dönem siyasetin yargı üzerindeki baskıcı hesapları karşısında dimdik durmanın ve her dönem haklı çıkmanın gururunu yaşıyoruz. Bizler biliyoruz ki hukuk evrenseldir. Hukuk ve adalet döneme, kişiye, bir siyasi düşünceye, ırka dine göre değişmez yorumlanamaz.
Siyasetin ürettiği kanunlar her zaman gerçek adaleti sağlayamaz. Biz avukatlar biliriz ki meclis tarafından çıkarılan kanunların her zaman gerçek hukuk ve adaleti sağlayamayacağının asıl olanın evrensel hukuk olduğunu . Bu inançla nasıl ve hangi amaçla uzatıldığı konusunda artık halkı bilgilendirme gereği bile görülmeyen olağanüstü halin ve bu olağanüstü hal ortamında anayasal temele uygunluğu tartışılan KHK’ler ile demokratik hukuk düzeni sağlanabileceğine inanamayız.
Yargıyı mahkemeler üzerinden yönlendirmeye çalışan siyasetin, yargının vazgeçilmez unsuru savunmayı ,yani avukatları ve baroları kontrol ve baskı altına alma çabalarını görmezden gelemeyiz. Halkın hak arama özgürlüğü için mücadele eden avukatlara yapılan baskı, engelleme, gözaltı ve tutuklamalar ve barolara yapılan her türlü müdahale bizi mücadeleden geri bırakmayacaktır. Zira ‘avukatların köleleri olmadığı gibi efendileri de yoktur’
Baroların parçalanması projesi bağımsız yargının, halkın hak arama özgürlüğünün parçalanması projesidir. Böl, parçala, yönet kendinden olanı büyüt olmayanı yok et siyasetinin barolar üzerinden uygulanmasını avukatlar kabul edemez. Avukatların kabul etmediği bir örgütlenme sisteminin hiçbir yasal dayanağı olmadan mesleğimize diretilmesine karşı tüm avukatlar ve barolar tek vücut mücadele edecektir
Birliğimize ve mesleğimize yapılan hiçbir saldırı bizi halkın hak arama özgürlüğünün yanında mücadele etme azmimizi yok edemez. Kadına ve çocuğa karşı şiddette, hayvan ve çevre katliamlarında, maden ocağında Soma’da katledilen işçinin, cemaat yurtlarında yanan çocukların yanında barolar var olmuş ve her zaman var olacaktır. Hiçbir güç mesleğin onuruna inanan biz avukatların bu mücadeleden alıkoyamaz. Bu nedenle 5 Nisan sadece avukatların günü değil ‘halkın hak arama özgürlüğü günüdür’ Tüm halkımıza ve meslektaşlarımıza kutlu olsun”