23 Nisan, Nasıl Çocuk Bayramı Oldu?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en önemli olaylarından biri, 23 Nisan 1920 günü T.B.M.M’ nin açılmasıdır.

Haber Giriş Tarihi: 01.01.1970 02:00
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
yalovamiz.com

Bugün, ATATÜRK’ ün çocuklara armağanı olan bir bayram olarak kabul görmüştür.

23 Nisan’ ların “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” olarak kutlanmasının ise uzun ve ilginç bir öyküsü vardır.

23 Nisan başlangıçta yalnızca “Milli Bayram” olarak kabul edilmişti, “Çocuk Bayramı” ile ilgisi yoktu, bu uygulama daha sonra oluşmuştur.

T.B.M.M’nin 23 Nisan 1920’ de açıldığını biliyoruz.

Tam bir sene sonra, 23 Nisan 1921’ de, T.B.M.M’ de, “23 Nisan’ın Milli Bayram Addine Dair Kanun” kabul edildi.

Kanun, “ 1 nci T.B.M.M’ nin ilk yevm- i küşadı olan 23 Nisan günü ‘Milli Bayram’dır” hükmü taşıyordu.

Böylece, 23 Nisan günü, Türkiye Cumhuriyeti’ nin ilk bayramı oldu.

30 Haziran 1921’de Ankara’da, T.B.M.M. Reisi Mustafa Kemal Paşa’ nın talimatıyla, Millî Mücadele sırasında savaşa katılanların çocuklarına bakmak amacıyla  (sonradan Çocuk Esirgeme Kurumu adını alacak olan) Himaye-i Etfal Cemiyeti kuruldu ve bu cemiyet, 1 Ekim 1921’ de çalışmalarına resmen başladı.

Ülke; ekonomi, insan gücü, doğum oranı, kaynak kullanımı, dış borçlar, ulaşım, sanayi, tarım, ulusal üretim açısından perişan durumdaydı. Dört bir cephede verilen savaşlar sonrası, erkek nüfusu hızla azalmış, aileler parçalanmış, göçler nedeniyle işsizlik had safhaya varmış, korunmaya muhtaç çocuklar sorunu büyük boyutlara varmıştı. Çocuk sorununu çözmek amacıyla ortaya çıkan Himaye-i Etfal Cemiyeti böyle bir ortamda doğmuştu.

(Esasen Balkan Savaşı ve takiben 1 inci Dünya Savaşı’nda kimsesiz kalan çocukların sorunlarına  eğilmek amacıyla 1917 yılında Himaye- i Etfal Cemiyeti (HEC) kurulmuştu. İstanbul’ daki HEC çalışmalarını sürdürürken, 30 Haziran 1921’ de Ankara’da da bir Himaye- i Etfal Cemiyeti kuruldu. İstanbul’da kurulan HEC, 1923 yılında faaliyetlerine son verdi.)

T.B.M.M. Reisi M. Kemal Paşa, 1 Ağustos 1921 günü, Ankara Himaye- i Etfal Cemiyeti Reisliği’ ne gönderdiği, “ Himaye-i Etfal Cemiyeti Muhteremesinin himayesini kemali iftiharla kabul ettim  “ yazıyla Himaye-i Etfal Cemiyeti' nin koruyuculuğunu üstlendi.

Esasen ATATÜRK, her ortamda çocuklara ilgi göstermiş, onlara yönelik hizmetlerde rehberlik yapmayı sürdürmüştü.

Birinci Dünya Savaşı’ nda Van’ da kimsesiz Abdurrahim’ i, Bitlis’ ten yetim kız Afife’ yi ve İstanbul- Kâğıthane’ deki Darüleytam (Yetimler Yurdu)’ ı gezerken tanıdığı Zehra’ yı manevî evlât olarak almıştı.

ATATÜRK’ ün yurt gezi sırasında, özellikle korunmaya muhtaç çocukların barındırıldıkları yurtları ziyaret ettiğini görürüz.

Örneğin T. B. M. M. Reisi Gazi M. Kemal Paşa, Büyük Taarruz öncesi en buhranlı günlerde, 2 Nisan 1922 tarihinde Konya iline yaptığı gezide, Darüleytam’ ı ziyaret etmiş, buradaki kız ve erkek çocuklara hediyeler vermişti.

Himaye-i Etfal Cemiyeti, savaş yüzünden kimsesiz kalan çocukların bakım ve eğitimini üstlenmişti. T. B. M. M. tarafından desteklenerek düzenli gelir kaynaklarına kavuşması için kuruma bazı ayrıcalıklar tanındı. Bu durum özellikle ATATÜRK’ün desteğiyle her sene giderek gelişti.

23 Nisan 1922'de, “Milli Bayram” Ankara’da ilk kez kutlandı.  Ankara'da yayınlanmakta olan Hâkimiyet- i Milliye gazetesinde şu başlık dikkat çekicidir: "Bu Gün 23 Nisan Türklerin ve Müstakbel Nesiller İçin En Büyük Bayramdır."

"Çocuk Bayramı" diye bir ifade henüz ortada yoktu.

1 Kasım 1922 günü, Saltanat kaldırıldı.

Saltanatın kaldırılmasıyla egemenliğin padişahtan alınıp halka verilmesi, ” Millî Hâkimiyet Bayramı”  olarak kabul edildi.

Ancak, 1 Kasım, “Hâkimiyeti Milliye Bayramı” olmasına rağmen, bu bayram 23 Nisan’ larda kutlanmaya başladı. 1 Kasım kutlamaları giderek cazibesini kaybederek unutuldu.

T.B.M.M. tarafından, 21 Mart 1923 tarihinde A.B.D. seyahatine izin verilen HEC Reisi Fuat Bey, bu ülkede, HEC yararına yaptığı konferans ve yardım çalışmalarında bağış topladı, ayrıca A.B.D.’nin sağlık sistemini ve de sağlık sektöründe çalışan personelini inceleyerek yurda dönüşünde bu konularda önemli düzenlemelerde bulundu.

23 Nisan 1924’ te, Ankara’ da Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi’ nde, “Bugün Yavruların Rozet Bayramıdır” yazısıyla, halk HEC’ne yardıma davet edildi.

1924’te, Uluslararası Çocuk Hakları Beyannamesi kabul edildi. Cemiyet-i Akvam’ ın Cenevre Bildirisi adını taşıyan beş maddelik bu belgenin altında Mustafa Kemal’in de imzası bulunuyordu.

23 Nisan 1926’da, Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi’nde, “23 Nisan Türklerin Çocuk Günüdür” başlıklı bir yazı çıktı.  Yazıda bazı esnafın o günkü gelirlerinin bir kısmının HEC’e bırakılacağı yazıyordu.

Himaye-i Etfal Cemiyeti, 23 Nisan 1927’de,  aldığı bir kararla 23 Nisan Çocuk Günü’nü “Çocuk Bayramı” olarak ilân etti. Şenlikler belirli bir programla icra edildi. “Çocuk Bayramı”, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa’nın himayesinde gerçekleşti. Etkinlikler sırasında M. Kemal Paşa, bir otomobilini çocuklara tahsis etti. Cumhurbaşkanlığı Bandosu, Çocuk Sarayı’nda konserler verdi.

HEC Reisi Dr. Fuat Bey’in önerisiyle, bir yıl sonraki kutlamalar için geniş kapsamlı bir program hazırlandı.

23 Nisan 1928’de, çocukları eğlendirmeye yönelik çok daha kapsamlı şenlikler düzenlendi.

HEC, 1929’dan itibaren 23- 30 Nisan günleri arasını “Çocuk Haftası” ilân etti. O güne kadar bir gün süren etkinlikler, bir haftaya yayılırken, bayram yine 23 Nisan’da kutlandı.

1932 yılında, HEC Reisi Kırklareli Milletvekili Dr. Fuat Bey, seslerini ülke çapında duyurabilmek için TBMM’ne bir teklif sunarak, 20- 30 Nisan günlerinde mektup ve telgraflara Himaye-i Etfal Şefkat Pulu yapıştırılmasını teklif etti.  Meclis’in onayı alınarak kanun 14 Nisan 1932’de yürürlüğe girdi.

23 Nisan 1933 günü, etkinlikler sırasında, Cumhurbaşkanı M. Kemal Paşa,  çocukları makamında kabul ederek bir çocuğu yerine oturttu. Bu davranış ileriki yıllarda gelenekselleşti. Stadyumlarda beden hareketi gösterileri yapıldı. Milli Eğitim Bakanı Reşid Galip Bey’ in kaleme aldığı "Türküm - Doğruyum" andı ilk defa çocuklar tarafından okundu.

24 Kasım 1934’te, Soyadı Kanunu ile Türk çocuklarına verdiği hizmetten dolayı, Türk mitolojisinde çocukların koruyucu ruhu “UMAY” a atfen, ATATÜRK tarafından HEC kurucu üyesi olan ve uzun süre reisliğini yapan Dr. Fuat Bey’e “UMAY” soyadı verildi.

1935 yılında, bayramlar ve tatil günleriyle ilgili kanun değişirken, (27. 5. 1935 tarihli 2739 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun)  “23 Nisan Milli Bayramı”, “Milli Hâkimiyet Bayramı” olarak kabul edildi. Kutlamalara rağmen, “Çocuk Bayramı” adı kanuna ilave edilmemişti. Aynı yıl, HEC, Çocuk Esirgeme Kurumu adını aldı.

Bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra, (Kanunda belirtilmemesine rağmen)  23- 30 Nisan arası “Çocuk Haftası”, 23 Nisan günü de “Çocuk Bayramı” olarak kutlanmaya devam edildi.

Balkan ülkelerinin çocukları koruma kuruluşlarının işbirliği sonunda 5- 9 Nisan 1936 tarihinde Türkiye’nin de katıldığı Birinci Balkan Kongresi;  Normal ve sağlam çocukların korunması ve çocukların çalışma yaşı konularında çalışmalar yapmak üzere 1-7 Ekim 1938 tarihleri arasında da İkinci Balkan Kongresi toplandı. Bu kongreler Balkan ülkeleri ile sınırlı olmasına karşın bu alanda gerçekleştirilen evrensel çalışmalara öncülük ettiler.

26 Kasım 1937’de, Çocuk Esirgeme Kurumu Bakanlar Kurulunun 1223 sayılı Kararı ile kamu yararına çalışan dernek olarak kabul edildi.

1948’de, Çocuk Esirgeme Kurumları Uluslararası Birliği, 7 maddelik Cenevre Bildirisi adını taşıyan yeni bir Çocuk Hakları Bildirisi oluşturdu. Bu bildiri, 20 Ekim 1959’da on madde halinde geliştirildi.

1953 yılında, Çocuk Esirgeme Kurumları Uluslararası Birliği, üyesi bulunan bütün kuruluşlara çağrıda bulunarak, her ülkede yılın belirli bir gününü “Çocuk Günü” olarak kabul etmelerini;

1956’dan itibaren de bir program dâhilinde kutlamalarını istedi.

1975 yılında etkinliklere TRT de katıldı. Kurum, çocuk programlarını hafta boyunca yayınladı.

1979 yılı “Uluslararası Çocuk Yılı” ilân edildi. Türkiye, 23 Nisan’da Dünya Çocuk Bayramı kutlamaları yapılmasını önerdi.

Ancak ülkeler kendi ideolojilerine uygun değişik tarihler ileri sürünce, Türkiye’nin bu önerisi kabul görmedi ve gerçekleşmedi.

1980 yılında, Ankara’da, bütün illerden gelen çocukların katılımı ile Ulusal Çocuk Parlamentosu oluşturuldu. Aynı yıl, TRT, komşu ülkelerden çocukları törenlere davet etti.

17 Mart 1981 tarih ve 17284 sayılı “Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun”  ( Değişik: 20. 4. 1983- 2818 /1 md.)’ la  “23 Nisan Günü Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” adını aldı.

Böylece “Ulusal Egemenlik” ve “Çocuk Bayramı” bir araya getirilerek bir eksiklik giderilmiş oldu.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi M. Kemal ATATÜRK’ ün teşvik, himaye ve desteğiyle Himaye- i Etfal Cemiyeti (sonradan Çocuk Esirgeme Kurumu) tarafından oluşturulan önce “Çocuk Günü”, daha sonra “Çocuk Bayramı”, bugün tüm Türkiye’de ve yavru vatan Kıbrıs’ta büyük bir sevinç ve coşkuyla kutlanmaktadır.

ATATÜRK’ ün yarınlarımızı emanet edeceğimiz çocuklarımıza gösterdiği bu büyük önem dünyanın gözünden kaçmamış ve bu yüzden, günümüzde, Türkiye örnek alınarak pek çok ülkede “Çocuk Günü” ya da “Çocuk Bayramı” olarak belirli günlerde etkinlikler yapılmaktadır.

Ne mutlu bize ki, ATATÜRK gibi bir önderimiz ve yol göstericimiz var.

Böyle anlamlı bir günde, barış ve huzurun tüm ülkemizde egemen olması dileğiyle, Türk Milleti’ nin “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” nı kutluyor, bu toprakları bize vatan yapan tüm şehit ve gazilerimizi başta ATATÜRK olmak üzere saygı ve şükranla anıyorum.

AHMET AKYOL, YALOVA, 23 Nisan 2018