Özel, devlet imkânlarının kullanılmasının etik diğer deyimiyle ahlaki bulmadıklarını belirtti. Yazılı açıklamasında da örnekler veren Özel satırlarını şu cümlelerle sürdürdü, “1 Mart - 29 Mart arasında en az 47 defa kamu kaynakları ‘Evet’ propagandasında kullanılmış, kamu yöneticileri ‘Evet’ için hareket ederek devletin gücünü iktidar partisinin hizmetine sunmuştur. Okullara, yurtlara, Basın İlan Kurumu’na hatta kaymakamlık binalarına ‘Evet’ pankartları asılmış, ‘Evet’ mitingleri için okullar tatil edilmiştir. Devletin resmi araçlarına ‘Evet’ görselleri giydirilmiş, miting ulaşımı belediye otobüsleriyle ücretsiz gerçekleştirilmiştir. Üstelik hepimizin elektrik harcamalarından kesilen TRT ise daha büyük ayıplara hizmet etmiştir. Sadece iktidarın kanalı olduğunu ilan etmiştir. Kesintiler iktidar – muhalefet yanlısı diye yapılmıyor. Herkesten alınıyor. Bizlerin payda katkımız yok mu? Şimdi bu helal mi oluyor? Kamu yararına çalışan derneklerin başkanlarının da bu konuda biraz hassasiyetleri olsun. Bizlerde bu ülkeye kanımızı –organlarımızı-canımızı veriyoruz ya da bağışlıyoruz. Siyaset dışı olması gereken makamlaradır bu cümlelerim.
En ilginci OHAL ortamında anayasa oylaması yapılmasıdır. Bu nasıl anlayıştır? Evren sıkıyönetim halindeyken bile bu fırsatı kullanmamıştı. Ama devletin imkânlarını kendilerinin desteklediği bir partinin yararına kullandırmıştı. Ne oldu? Bu halk bunca dayatmaya seyirci kalmadı ve gerekeni yaptı. Aynı şekilde Rahmetli Özal’da devlet imkânlarını Yasaklı Siyasetçilerin yasağının kalkmaması için kullandı. Ne oldu? Kaybettiler. Bu sefer de toplumun diğer kesimini HAYIR oyu kullanacak olanlarını terör örgütleriyle ilişkilendirme gafletine düşenler, şimdi hızla çark etme noktasına gelmişlerdir. Milletimiz bunları iyi değerlendiriyor. Düşünceye engeller koyan AKP zihniyetine halkımız mutlaka dur diyecektir” dedi.