İnanışa göre : Bitinya’da (Bugünkü Yalova’nın da içinde bulunduğu topraklar), Menodora, Metrodora ve Nymphodora isimlerini taşıyan üç kız kardeş yaşamaktadır. Bunlar genç kız çağına geldiklerinde, Hristiyanlığı kabul eder ve Pythia ( Bugün Termal) hamamlarının civarındaki tepelerden birine çekilerek, burada ibadetle meşgul olurlar.
Bir süre sonra, bu genç kızların bir takım kerametler gösterip, Termal’e gelen hastaları iyi ettiklerine inanılır. Bu durum onların saygınlığını arttırır ve tanınmalarını sağlar.
O zamanlar, Roma İmparatoru, koyu bir putperest olan Galerius Maximianus (İS. 305- 311)’dur.
Durumu öğrenen İmparator, yörenin valisi olan Fronto’yu görevlendirir. Fronto da, Üç Kızkardeş’e (o zamanki tanımlamayla) bir Assessor (Hakim) göndererek, Hristiyanlığı terk etmelerini ve putperestliğe dönmelerini önerir. Ayrıca, onlara asillerle evlenme olanaklarını da sunar.
Genç kızlar, bu isteği reddederler; Hz. İsa’nın yolunda olduklarını belirterek, kendilerine sunulan hediyeleri ve ödülleri değersiz bulduklarını ifade ederler.
Assessor, onları işkence yapmakla tehdit eder.
Nymphodora, tüm dünyadaki işkence aletlerini bir araya toplasalar bile onları korkutamayacağını, ölümün onlar için sonsuz yaşama bir geçiş olduğunu, haykırır.
Bunun üzerine, önce içlerinde yaşça en büyük olan Menodora, demir bir çubukla, bedeninde sağlam bir kemik kalmayıncaya kadar dövülerek öldürülür.
Daha sonra, Metrodora simsiyah oluncaya kadar mumlarla yakılır ve ölünceye kadar demir çubuklarla dövülür.
Nymphodora ise çubuklarla dövülerek ve demir pençelerle bedeni parçalanarak öldürülür.
Hristiyan inancına göre :
Assessor, onların bedenlerinin yakılmasını emrettiğinde, aniden gökyüzünden gelen bir alev, azizeleri şehit edenleri içine alarak yok eder. Daha sonra bir yağmur başlar ve ateşi söndürür. İnananlar da onları saygıyla toprağa verirler.
Yöre halkının Üç Kızkardeş’ e ya da Üç Azize’ye duydukları saygı giderek artar ve kısa süre sonra da (günümüzde mevcut olmayan) mezarları bir ziyaretgâh halini alır.
X
Değerlendirmeme göre, bu üç kız kardeşin tanınmasına ve Azize olarak anılmasına vesile olan kişi, İmparator Constantinus I ( İS. 312- 337)’dir.
İmparator Constantinus I, Constantinopolis (Konstantin’in Şehri) adını verdiği günümüzdeki İstanbul’u başkent yapan ; Bu günkü Hersek Köyü civarındaki Drepanum isimli bir köyü , İzmit’te din uğruna ölen Lukianos adında bir Aziz gömülü olduğu için, bu Aziz’e saygıdan dolayı, yükselterek şehir haline getiren ve annesinin adını vererek Helenopolis diye adlandıran imparatordur.
İmparator Constantinus I’in mide ve cilt rahatsızlığı olduğu ve sık sık Yalova kaplıcalarına geldiği bilinmektedir.
Termal’de, Tarihçi Prokopius’un sözünü ettiği Arhangelos Kilisesi’ni bu imparatorun yaptırmış olabileceği kabul edilir.
Hristiyanlığı resmi din olarak kabul etmiş bir imparatorun, Termal’e gelişinde bu Üç Kızkardeş’in öldürülmüş olduğunu duyduğu, tıpkı Drepanum’da gömülü Hristiyan Aziz Lukianos’ta olduğu gibi, onları onurlandırmak için mezarlarını yaptırdığı düşünülebilir. X
Uzun yıllar önce, Hristiyanlar, Termal içindeki Üçkardeşler Gazinosu’nun yanından orman içine ilerleyerek, kendilerince mukaddes olan bu yeri ziyaret ederlermiş.
Yöre yaşlılarının, halen Eşkiyapınarı olarak tanınan yerde, eskiden üzerinde kümbet olduğunu belirttikleri mezar, define avcıları tarafından parçalanmış haldedir. Ancak, mezar olduğu iddia edilen yerin hemen önünde, yine definecilerin parçaladığı bir su kuyusu kalıntısı ile bir duvar kalıntısı görülebilmektedir.
Araştırma sırasında : Menodora, Metrodora v Nymphodora isimli Üç Azize’nin öldürülüşünü temsil eden yağlı boya bir tablonun Vatikan’da olduğu tespit edilmiş, Biblioteca Sanctorum’da bu resim bulunmuştur.
Ayrıca, (ROMANİAN ORTHODOX CHURCH) Orthodox Calendar 2001 September’de, 10 Eylül gününün (HOLY MARTYRS MENODORA, METRODORA AND NYMPHODORA ) olduğu tespit edilmiştir.
Olayın gerçek ve dini boyutlarını ortaya çıkarmak ve gelecekte yapılacak çalışmalarda izlenecek yolu tespit etmek maksadıyla, Patrikhane’nin görüşünü almaya gerek duyulmuş ve bu maksatla, Yalova Valiliği, Ortodoks Rum Patrikhanesi’ne bir yazı yazarak, yapılacak faaliyetler hakkında görüş istemiş ; Ortodoks Rum Patrikhanesi, cevabi bir yazıyla, ellerindeki bilgilerle Yalova Valiliği’nin bilgilerinin örtüştüğünü, Üç Azize adına Armutlu’da bir kilise kurulduğunu ve kutsal kemiklerin burada muhafaza edildiğini, yine bu azizeler adına İstanbul’da günümüzde Manastır Mescidi adıyla bilinen, bir kilise kurulduğunu, bildirmiştir.
Kısacası, yaklaşık 1700 yıl önceye ait mezar yeri hakkında yöre yaşlılarının yer göstermeleri, konuya ihtiyatla yaklaşmak gereğini hissettirmesine rağmen, mevcut bilgi ve belgelerle olayın gerçekleşmiş olduğu kanıtlanmakta ve bu durum Patrikhane tarafından da doğrulanmaktadır.
Uzunca bir süre önce, konunun değerlendirilmesi için bazı çalışmalar yapılmış ancak bir sonuç alınamamıştır.
Üç Azize olayı Dinler Tarihi açısından çok önemlidir; bu konunun mutlaka inanç turizmine kazandırılması gerekir.
Son günlerde dinler tarihi açısından bir etkinlik yaratmak ve turist çekmek amacıyla Termal’ e Üç Azize Anıtı’ nın yapılmasının düşünüldüğünü duydum.
İyi niyetli bir çabadır ama Hristiyan turist, Yalova’ ya Üç Azize Anıtı’ nı görmeye gelmez; onlar için esas olan doğallığını korumuş uhrevî havadır. Hristiyan turistin bölgeye neden ve nasıl geleceği konusu çok boyutludur ve bu yazının konusu değildir.
Günümüzde bu durumun nasıl değerlendirileceği konusu ise esen siyasî hava, olaya yaklaşım tarzı ve ufuk genişliğinin derecesiyle ilgilidir.
***
BİR SORU:
Yalova Belediye Başkanlığı’ nın logosunda “Karanfil” var. Yalova neden karanfil şehri değil? Neden rengârenk karanfiller Yalova’ nın cadde, sokak ve parklarını süslemiyor?
GÜNCEL TESPİT:
Osmanlı Parkı’ nda yapılan Çiçek Şelalesi’ nde bir tuhaflık var: devrilen vazo içinden dökülen çiçekler ile palete doğru yayılan alandaki çiçek renkleri UZAKTAN farklı görünüyor; vazodan dökülen çiçeklerin sadece yakından değil UZAKTAN bakıldığında da kırmızı görünmesi gerekmez mi?
Ardı ardına gelen şehit haberleri içimizi dağlamaya devam ediyor. Güzel ülkemizin birlik ve bütünlüğü için can veren şehitlerimizi en içten saygı ve rahmetle anıyorum. Nur içinde yatsınlar. Umarım haklarını bize helâl ederler.
Ülkemizi bu duruma düşürenlerin ve onları destekleyenlerin hak ettikleri cezayı aldıklarını görmek de inşallah herkese nasip olur!
ATATÜRK DİYOR Kİ: “NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!” www.ahmetakyol.net
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ahmet Akyol
Üç Azize Olayı
İnanışa göre : Bitinya’da (Bugünkü Yalova’nın da içinde bulunduğu topraklar), Menodora, Metrodora ve Nymphodora isimlerini taşıyan üç kız kardeş yaşamaktadır. Bunlar genç kız çağına geldiklerinde, Hristiyanlığı kabul eder ve Pythia ( Bugün Termal) hamamlarının civarındaki tepelerden birine çekilerek, burada ibadetle meşgul olurlar.
BİR SORU:Bir süre sonra, bu genç kızların bir takım kerametler gösterip, Termal’e gelen hastaları iyi ettiklerine inanılır. Bu durum onların saygınlığını arttırır ve tanınmalarını sağlar.
O zamanlar, Roma İmparatoru, koyu bir putperest olan Galerius Maximianus (İS. 305- 311)’dur.
Durumu öğrenen İmparator, yörenin valisi olan Fronto’yu görevlendirir. Fronto da, Üç Kızkardeş’e (o zamanki tanımlamayla) bir Assessor (Hakim) göndererek, Hristiyanlığı terk etmelerini ve putperestliğe dönmelerini önerir. Ayrıca, onlara asillerle evlenme olanaklarını da sunar.
Genç kızlar, bu isteği reddederler; Hz. İsa’nın yolunda olduklarını belirterek, kendilerine sunulan hediyeleri ve ödülleri değersiz bulduklarını ifade ederler.
Assessor, onları işkence yapmakla tehdit eder.
Nymphodora, tüm dünyadaki işkence aletlerini bir araya toplasalar bile onları korkutamayacağını, ölümün onlar için sonsuz yaşama bir geçiş olduğunu, haykırır.
Bunun üzerine, önce içlerinde yaşça en büyük olan Menodora, demir bir çubukla, bedeninde sağlam bir kemik kalmayıncaya kadar dövülerek öldürülür.
Daha sonra, Metrodora simsiyah oluncaya kadar mumlarla yakılır ve ölünceye kadar demir çubuklarla dövülür.
Nymphodora ise çubuklarla dövülerek ve demir pençelerle bedeni parçalanarak öldürülür.
Hristiyan inancına göre :
Assessor, onların bedenlerinin yakılmasını emrettiğinde, aniden gökyüzünden gelen bir alev, azizeleri şehit edenleri içine alarak yok eder. Daha sonra bir yağmur başlar ve ateşi söndürür. İnananlar da onları saygıyla toprağa verirler.
Yöre halkının Üç Kızkardeş’ e ya da Üç Azize’ye duydukları saygı giderek artar ve kısa süre sonra da (günümüzde mevcut olmayan) mezarları bir ziyaretgâh halini alır.
X
Değerlendirmeme göre, bu üç kız kardeşin tanınmasına ve Azize olarak anılmasına vesile olan kişi, İmparator Constantinus I ( İS. 312- 337)’dir.
İmparator Constantinus I, Constantinopolis (Konstantin’in Şehri) adını verdiği günümüzdeki İstanbul’u başkent yapan ; Bu günkü Hersek Köyü civarındaki Drepanum isimli bir köyü , İzmit’te din uğruna ölen Lukianos adında bir Aziz gömülü olduğu için, bu Aziz’e saygıdan dolayı, yükselterek şehir haline getiren ve annesinin adını vererek Helenopolis diye adlandıran imparatordur.
İmparator Constantinus I’in mide ve cilt rahatsızlığı olduğu ve sık sık Yalova kaplıcalarına geldiği bilinmektedir.
Termal’de, Tarihçi Prokopius’un sözünü ettiği Arhangelos Kilisesi’ni bu imparatorun yaptırmış olabileceği kabul edilir.
Hristiyanlığı resmi din olarak kabul etmiş bir imparatorun, Termal’e gelişinde bu Üç Kızkardeş’in öldürülmüş olduğunu duyduğu, tıpkı Drepanum’da gömülü Hristiyan Aziz Lukianos’ta olduğu gibi, onları onurlandırmak için mezarlarını yaptırdığı düşünülebilir. X
Uzun yıllar önce, Hristiyanlar, Termal içindeki Üçkardeşler Gazinosu’nun yanından orman içine ilerleyerek, kendilerince mukaddes olan bu yeri ziyaret ederlermiş.
Yöre yaşlılarının, halen Eşkiyapınarı olarak tanınan yerde, eskiden üzerinde kümbet olduğunu belirttikleri mezar, define avcıları tarafından parçalanmış haldedir. Ancak, mezar olduğu iddia edilen yerin hemen önünde, yine definecilerin parçaladığı bir su kuyusu kalıntısı ile bir duvar kalıntısı görülebilmektedir.
Araştırma sırasında : Menodora, Metrodora v Nymphodora isimli Üç Azize’nin öldürülüşünü temsil eden yağlı boya bir tablonun Vatikan’da olduğu tespit edilmiş, Biblioteca Sanctorum’da bu resim bulunmuştur.
Ayrıca, (ROMANİAN ORTHODOX CHURCH) Orthodox Calendar 2001 September’de, 10 Eylül gününün (HOLY MARTYRS MENODORA, METRODORA AND NYMPHODORA ) olduğu tespit edilmiştir.
Olayın gerçek ve dini boyutlarını ortaya çıkarmak ve gelecekte yapılacak çalışmalarda izlenecek yolu tespit etmek maksadıyla, Patrikhane’nin görüşünü almaya gerek duyulmuş ve bu maksatla, Yalova Valiliği, Ortodoks Rum Patrikhanesi’ne bir yazı yazarak, yapılacak faaliyetler hakkında görüş istemiş ; Ortodoks Rum Patrikhanesi, cevabi bir yazıyla, ellerindeki bilgilerle Yalova Valiliği’nin bilgilerinin örtüştüğünü, Üç Azize adına Armutlu’da bir kilise kurulduğunu ve kutsal kemiklerin burada muhafaza edildiğini, yine bu azizeler adına İstanbul’da günümüzde Manastır Mescidi adıyla bilinen, bir kilise kurulduğunu, bildirmiştir.
Kısacası, yaklaşık 1700 yıl önceye ait mezar yeri hakkında yöre yaşlılarının yer göstermeleri, konuya ihtiyatla yaklaşmak gereğini hissettirmesine rağmen, mevcut bilgi ve belgelerle olayın gerçekleşmiş olduğu kanıtlanmakta ve bu durum Patrikhane tarafından da doğrulanmaktadır.
Uzunca bir süre önce, konunun değerlendirilmesi için bazı çalışmalar yapılmış ancak bir sonuç alınamamıştır.
Üç Azize olayı Dinler Tarihi açısından çok önemlidir; bu konunun mutlaka inanç turizmine kazandırılması gerekir.
Son günlerde dinler tarihi açısından bir etkinlik yaratmak ve turist çekmek amacıyla Termal’ e Üç Azize Anıtı’ nın yapılmasının düşünüldüğünü duydum.
İyi niyetli bir çabadır ama Hristiyan turist, Yalova’ ya Üç Azize Anıtı’ nı görmeye gelmez; onlar için esas olan doğallığını korumuş uhrevî havadır. Hristiyan turistin bölgeye neden ve nasıl geleceği konusu çok boyutludur ve bu yazının konusu değildir.
Günümüzde bu durumun nasıl değerlendirileceği konusu ise esen siyasî hava, olaya yaklaşım tarzı ve ufuk genişliğinin derecesiyle ilgilidir.
***
Yalova Belediye Başkanlığı’ nın logosunda “Karanfil” var. Yalova neden karanfil şehri değil? Neden rengârenk karanfiller Yalova’ nın cadde, sokak ve parklarını süslemiyor?
GÜNCEL TESPİT:Osmanlı Parkı’ nda yapılan Çiçek Şelalesi’ nde bir tuhaflık var: devrilen vazo içinden dökülen çiçekler ile palete doğru yayılan alandaki çiçek renkleri UZAKTAN farklı görünüyor; vazodan dökülen çiçeklerin sadece yakından değil UZAKTAN bakıldığında da kırmızı görünmesi gerekmez mi?
Ardı ardına gelen şehit haberleri içimizi dağlamaya devam ediyor. Güzel ülkemizin birlik ve bütünlüğü için can veren şehitlerimizi en içten saygı ve rahmetle anıyorum. Nur içinde yatsınlar. Umarım haklarını bize helâl ederler.
Ülkemizi bu duruma düşürenlerin ve onları destekleyenlerin hak ettikleri cezayı aldıklarını görmek de inşallah herkese nasip olur!
ATATÜRK DİYOR Kİ:
“NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!”
www.ahmetakyol.net