Belediye başkan adaylarının partiler tarafından belirlendiği ve sonrasında da belediye meclis üyesi ve il genel meclis üyesi adaylarının belirleneceği  günlerde  yerel yönetimlere sosyal sorumluluk penceresinden yaklaşım bu köşe yazımın konusu olacak.Evet, zaman su gibi akıp gidiyor... Teknolojik gelişmelerin baş döndürücü hızına yetişmeye çalışırken gelişmelerde buna orantılı olarak hızla cep telefonu ekranlarımıza düşüyor. Günümüz insanının işi gerçekten zor Bazen bir paylaşım bizi günlerce etkiliyor. O üzüntü ve insan olma onuru dışında karşılaştığımız şey ruhumuzun derinliklerinde yaralar açarken bu nasıl olabilir diye sorguluyoruz. Geçen hafta kopya çeken öğrencisi tarafından öldürülen öğretim görevlisi hanımefendinin haberi hepimizi derinden üzdü. Eşinin de ifade ettiği gibi” iyi bir mühendis, mimar, doktor, hukukçu yetiştirmeden önce “İyi İnsan” olarak yetiştirmeliyiz çocuklarımızı, gençliğimizi.” Bir yerlerde eksik ve yanlış var. Adaletimizi emanet edeceğimiz hukuk öğrencisi kopya çektiğini yakalayan öğretim görevlisini öldürebiliyorsa  eğitim sistemimizde yanlış giden bir şeyler var demektir.
                        Sosyal Belediyecilik  kavramı  belediye başkanlarının makam odalarının duvarında devamlı gözlerinin önünde asılı ifadelerle yerini bulmalıdır. Daha  net ifade ile diyorum ki “ Geceleyin aç yatan bir yetimin vebali sizin boynunuzdadır.Bunun hesabını iki dünyada veremez ve iki  yakanız da bir araya gelmez.” Gereğince davranıp hassasiyetle vicdanının sesine göre Şehr-i Emin olanlardan da Allah razı olsun. Sosyal belediyeciliği sadece destek amaçlı çalışmalar değil, yani genel tabiri ile “Balık vermek değil, balığı yakalamasını öğretmeyi “ içeren alanları da kapsamalıdır. Kültürel, sosyal, geleneksel, kısacası hemşehrisine her alanda dokunan, yanında olan yaklaşımı içermektedir sosyal belediyecilik. Bu soğuk kış günlerinde daha fazla  fakiri sevindirmek,  yetime daha fazla  kol kanat germek? Yardımlaşma ve dayanışma her zaman  lazım değil mi? Yerel yönetimlerimizden bazılarının fakir fukarayı rencide etmeden ayağına kadar her türlü hizmet ve desteği  götürdüğünü biliyorum, görüyorum. Veren el alan elden üstündür elbette. Allah düşürmesin. Ama düşene de yardımcı olmak bizim ve yerel yönetimlerin  borcu.Zaten doğumdan ölüme kadar yerel yönetimler yanınızdaysa başarıyı elde ederler.Hizmetin en iyisini zamanında ve yerinde verebilen yerel yönetimler başarılarını sürdürürler. Çağın gereklerine göre  hizmet etme sürecini ve kalitesini  revize etmeleri de  önemlidir. Artan hizmet çeşitliliği ve yerindeliğinin yanında kamu kaynaklarının en rasyonel kullanımı ekonomik açıdan dikkate alınması gereken husustur. Sosyal sorumluluk penceresinden yerel yönetimler hayatın tüm safhalarını ve alanlarını kapsadığından yapılacak çok şey var. Sokak hayvanlarının özellikle  kış günlerinde  vebalini hissetmenin gerekliliğini  ifade ediyorum.

                          Burada global bakışla birkaç cümle ile dünyaya da bakacağım. Ülkelerin iç savaşları ve akla hayale gelmeyen şiddet uygulamaları, diktatörlerin koltukları için kendi halkının üzerine ayırım yapmadan bomba yağdırmaları insanlıklarından çıktıklarının göstergesi. Diğer taraftan Çin’in Müslüman kardeşlerimize uyguladığı ve insani-islami yaşamın  gereklerini ifa etmede  bile yaptığı kısıtlama ve işkenceler kabul edilebilir değil. Doğu Türkistan’da, Arakan’da, dünyanın neresinde olursa olsun mazlumun en azından kalben ve yürekten yanında olmayı arzuluyoruz. Sosyal medyada paylaşılan resimlerden sonra vahşetin boyutlarının ne denli insanlık dışı olduğu daha da pekişti. Dua ediyoruz şimdilik. Rabbim inancı, rengi, milleti ne olursa olsun eziyet çeken , mağdur olan herkesi merhamet iklimi içerisinde kurtuluşa ulaştırsın.

                           Soğuk kış günleri olsa da insan olmanın verdiği sıcacık merhamet iklimi içinde ailenizle birlikte en güzel günlerin sizin olmasını temenni ederek saygılar sunuyorum.