İl Özel İdaresi’nden Korkutan Rapor

Yalova İl Özel İdaresi tarafından hazırlatılan, “Yalova Köylerinde Afetler ve Doğa Olaylarına İlişkin Genel Risk Durumu Araştırması” köylerdeki evlerin depremlere karşı beklendiği gibi dayanıklı olmadığını ortaya koydu. Korkutan sonuçları gözler önüne seren raporda İl Özel İdaresi’ne bağlı köylerde bazı evlerin olası bir depremde yüzde 95 yıkılma riski taşıdığı ortaya çıktı. Yalova merkeze bağlı köylerde ki bazı köy evlerinde ise depremde yıkılma riski yüzde 89’a kadar çıkıyor.

43 Köyü kapsayan detaylı araştırmada köy köy analizlere yer verildi. Konuyla ilgili bilgiler veren İl Genel Meclisi Başkanı Hasan Soygüzel, “Bu rapor kapsamında; inceleme alanı olarak belirlenen 43 köy yerleşimine yönelik doğal afet ve depremsellik yönlerinin tespit edilmesi, aşırı yağışlar, kuraklık, deprem, sel, heyelan, taşkın vb. durumlarda risk teşkil edecek, aynı zamanda vatandaşların can ve mal emniyetini tehlikeye atacak risklerin tespit edilmesi için ilgili kurumların işbirliğinde, afet ve doğa olaylarına yönelik risklerin tespiti amacıyla Yalova İli Kırsalına İlişkin Afet Yönetimi Konusunda Genel Risk Analizi çalışılıp, hazırlanılmıştır” dedi.

Yapısal raporlar ürküttü
Hazırlanan raporda tüm köylerin detaylı analizlerinin yer aldığını dile getiren Soygüzel, “Proje kapsamında kırsalla ilgili yapılacak araştırma, bilgi toparlanması ve kurumlara yapılacak teknik iş birliğinde Yalova İl Özel İdaresi tarafından ayni katkı olarak personel desteği sağlanmıştır.

Yalova İl Özel İdaresi, Yalova Belediyesi ve Altınova Belediyesi kendilerine bağlı köylerdeki binaların mevcut bilgilerini iletmişlerdir. Güncel bilgilerden oluşan bu tablolar üzerinden yapılan değerlendirmede yapısal ağır hasar ve tamamen çökme riskleri incelenmiştir.

Depremsellik açısından yapılan incelemede Yalova İl Özel İdaresi yetki alanında olan köylerde binaların durumları gelen güncel kayıtlarda iyi, orta, kötü, harabe vb. olarak tanımlanmıştır. Orta, kötü ve harabe durumda olan binaların, yapısal hasarlara yada tamamen yıkılmaya daha açık olması bir tehlikedir. Tanımlanan bu tehlike baz alınarak köy bazlı deprem risk modeli çalışılmıştır. Güçlendirme ya da yıkılıp yeniden yapılması gereken binaların, toplam yapı stokuna oranlarının; İl Özel İdaresine bağlı 19 köyde en düşük %53, en yüksek ise %95 oranında olduğu tespit edilmiştir” diye konuştu.

“İvedilikle zarar azaltma planı hazırlanmalı”
İl merkezi ve ilçeleri kapsayan bu raporda risk taşıyan köylerle ilgili olarak acilen bir zarar azaltma planının hazırlanması ve uygulamaya sokulması gerektiğini ifade eden Soygüzel, “Altınova Belediyesi yetki alanında olan köylerde binaların durumları gelen güncel bağımsız bölüm kullanım alt türü istatistiklerinde kullanılan malzeme türü beton, çelik, yığma olarak tanımlanmıştır. Yığma olan binaların, yapısal hasarlara yada tamamen yıkılmaya daha açık olması bir tehlikedir. Tanımlanan bu tehlike baz alınarak köy bazlı deprem risk modeli çalışılmıştır. Güçlendirme yada yıkılıp yeniden yapılması gereken binaların, toplam yapı stokuna oranları; Altınova Belediyesine bağlı 3 köyde en düşük %11, en yüksek ise %47 oranında olduğu tespit edilmiştir. Yalova Belediyesi yetki alanında olan köylerde binaların yapı ruhsat durumlarına göre bilinmeyen, iskanlı, kısmi iskanlı, ruhsatlı, yapı kayıt belgeli vb. tanımlanmıştır. Bilinmeyen ve ruhsatsız binaların, yapısal hasarlara yada tamamen yıkılmaya daha açık olması bir tehlikedir. Tanımlanan bu tehlike baz alınarak köy bazlı deprem risk modeli çalışılmıştır. Güçlendirme yada yıkılıp yeniden yapılması gereken binaların, toplam yapı stokuna oranları; Altınova Belediyesine bağlı 9 köyde en düşük %60, en yüksek ise %89 oranında olduğu tespit edilmiştir. Bina bazlı değerlendirmelerin yapılması için ivedilikle bir zarar azaltma planı hazırlanmalı ve uygulanmalıdır” şeklinde konuştu.

“Afet ve acil durum bilgi yönetim sistemin kurulma”
Soygüzel, bulut tabanlı muhtarlık afet ve acil durum bilgi yönetim sistemin kurulması önerisinde de bulunarak raporla ilgili açıklamalarında şu sözlere yer verdi, “Anlık ve kuvvetli yağışlar, taşkınlar ve sellerin zaman zaman tarım alanlarına, yerleşim yerlerine ve altyapıya zararlar verdiği görülmüştür. Küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin yerel düzeyde de her geçen gün daha fazla hissedilmesi nedeniyle; Akarsu yataklarının doğal akış dengesinin korunması gereklidir. Dere yataklarının birleşmeler göz önünde bulundurularak yeniden iyileştirilmesinde denizle birleşim yerlerinin temiz ve açık tutulması, taşkın suların kısa zamanda deşarj edilmesi ve yağmur kanallarının yeterli olup olmadığı konularının gözden geçirilmesiyle ani sel ve taşkınların verebileceği zararların azaltılması için öncelikli çalışmaların düzenli gerçekleştirilmesi gerekliliği tespit edilmiştir.

Yalova ilinde taşkınlara sebebiyle risk oluşturacak tehlike faktörlerine karşı alınacak tedbirler DSİ 13. (Yalova) Şube Müdürlüğü’nden alınan bilgiler doğrultusunda, debi değerlerine uygun olmayan köprü-menfez gibi yapıların yıkılıp yeniden yapılması yada iyileştirilmesi olarak tespit edilmiştir. Karayollarının yapım aşamasında projelendirmelerde kurum görüşü alınmadan uyguladıkları için kesitlerle dere geçişlerini engelledikleri, köy geçiş

yollarında derelerin üzerinden geçiş sağlanması için yapılan köprülerin anlık duruma göre yapıldığından ayaklarının o noktada dere yatağını daraltmaları sebebiyle yoğun yağışta suyun debisini artırması ve taş ocaklarının ve tünel yapımları esnasında malzemelerin derelere akması ve/veya dökülmesi olarak tanımlanmıştır.

Yalova ilinde sel-heyelan- toprak kayması açısından en riskli bölge yeterli mansap şartını oluşturmadıkları için denize bağlantısı kesilen Altınova ilçesi Çavuş Çiftliği mevki (Havuz dere- Akrasu deresi) ve Çınarcık Esenköy tarafında karayollarına bağlı tünel yapımı esnasında derelerin üzerine malzeme bırakılması dere kesitlerini malzeme akışına bağlı olarak daralması şeklinde tanımlanmıştır.

‘Yalova İli Kırsalına İlişkin Afet Yönetimi Konusunda Genel Risk Analizi Raporu’nda ortaya koyduğumuz öncelikli gereklilik; Yalova ili kırsal bölgeler olası afet zararlarının azaltılması planının hazırlanması ve uygulanması olmuştur.

Güncel takip ve bilgilendirme için farklı biçimlerde gelen bilgilerin ortaklaştırılmasını kolaylaştıracak, aynı zamanda ülkeye örnek olacak bir bulut tabanlı muhtarlık afet ve acil durum bilgi yönetim sistemin kurulması önerilmektedir”